TÜMER’DEN KESK’E DESTEK
Manşet Haber 26.12.2019 18:42:47 0

TÜMER’DEN KESK’E DESTEK

TÜMER’DEN KESK’E DESTEK

KESK Adana Şubeler Platformu 'Sendikal Hak Ve Özgürlükler Engellenemez' konulu basın açıklaması gerçekleştirdi, açıklamaya CHP Adana geçmiş dönem Milletvekili Zülfikar İnönü Tümer'de destek verdi.
KESK Şubeler Palatformu adına Eğitim Sen Adana Şube Başkanı İrfan Doğan yaptığı açıklamada 2014 yılından sonra Başbakanlık genelgeleriyle, yasal düzenlemelerle, torba yasalarla adım adım uygulamaya konulan ve 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında rejimin temel yönetim biçimi haline getirilen OHAL uygulamaları, sendikal hak ve özgürlüklerde de ciddi gerilemelere neden olduğunu savundu ve şöyle dedi:
“Çoğu zaman gerilemeleri de aşan, sendikal hak ve özgürlüklerin tümden askıya alındığı bir dönemin içinden geçiyoruz.
Öncelikle belirtmek isteriz ki, sizlerle paylaşacağımız sendikal hak ihlalleri kamuoyuna yansıyanlardan daha fazladır. Yaratılan korku iklimi nedeniyle kamu emekçileri karşı karşıya kaldıkları ihlalleri rapor etmekten imtina etmekte, ihraç edilme kaygısı nedeniyle baskıları sineye çekmeyi tercih etmektedir.
Sendikal haklar deyince en başta çalışma hakkının geldiğini belirtmek isteriz. Çalışma hakkı; her insanın insan onuruna yakışır bir hayat idame ettirebileceği iş ve gelire sahip olma hakkını ifade eder. Çalışma hakkı İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 23. ve 24. Maddelerinde, Avrupa Gözden Geçirilmiş Sosyal Şartında, ILO sözleşmelerinde ve ülkemizin de taraf olduğu birçok uluslararası hukuk metinlerinde düzenlemiştir. Söz konusu metinlerde çalışma hakkı için öz olarak “Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına hakkı vardır” denilmektedir. Ülkemiz Anayasasının 70. Maddesi ise kamu hizmetine girme hakkını düzenleyerek anayasal güvenceye almıştır.
Ancak biliniyor ki, AKP hükümeti OHAL’i fırsata çevirerek on binlerce kamu emekçisinin çalışma hakkını herhangi bir yargısal süreç işletmeden, savunma almadan ve somut belge bilgiye dayanmadan ellerinden almış ve ihraç etmiştir.
Böylesi temel bir hakkın anayasaya, mevcut yasalara dahi aykırı şekilde ortadan kaldırıldığı bir ortamda diğer hak ve özgürlüklerin ihlaline dair söyleyeceklerimiz belki de tali kalacaktır. Çünkü çalışma hakkının pamuk ipliğine, daha doğrusu iktidarın insafına bağlı olduğu bir yerde örgütlenme hakkı, düşünce ve ifade özgürlüğü, toplu gösteri, yürüyüş ve eylem hakkı gibi diğer temel haklar da ortadan kaldırılmaktadır. İktidar çalışma hakkını ortadan kaldırarak diğer temel hakları da kullanılamaz hale getirmektedir. Nitekim ihraç edilen kamu emekçileri sosyal ölü haline getirilmek istenmiş, sadece kamuda değil, özel işyerlerinde dahi çalışmaları engellenmek istenmiş, sosyal güvenceleri ellerinden alınmış, pasaportlarına el konularak seyahat özgürlükleri kısıtlanmıştır.
Son üç yılda Konfederasyonumuza bağlı sendikalarımız üyelerinden 4283’ü OHAL KHK’leriyle ve 487’si Yüksek Disiplin Kurulları kararlarıyla olmak üzere 4770 KESK’linin çalışma hakkı gasp edilerek ihraç edilmişlerdir. OHAL Komisyonu kararıyla 358 arkadaşımız görevlerine iade edilirken 1023’ünün başvurusu ret edilmiştir. Halen 2900 dolayında üyemiz ise başvurularının ele alınmasını beklemektedir. İktidar bir hakkı bir gecede gasp ettiğinde gayet hızlı davranırken, yapılan itirazlara yanıt vermeyi ise oldukça ağırdan almakta, yıllara yaymaktadır. Nitekim Cumhurbaşkanlığının bugün tarihli 2019/443 sayılı kararı ile OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonunun görev süresi bir yıl daha uzatılmıştır. İktidar zaman kazanarak bir yandan da ihraçlarla boşalttığı yerlere kendi kadrolarını yerleştirmek istemektedir.
Darbe girişimi ile ilgili olarak ve sınırlı süre için “tedbirler” alınması gerekirken Türkiye’nin siyasal-toplumsal yapısını değiştirmeye dönük kalıcı düzenlemeler KHK’ler eliyle yapılmış, OHAL’in kaldırılması sonrasında ise uygulamaları devam ettirilmiştir.
Bunun en somut örneği ihraçların devamına olanak veren 375 sayılı KHK’nin Geçici 35. Maddesi eliyle yapılan ihraçlardır. Bu şekilde şu ana kadar SES üyesi 10, EĞİTİM SEN üyesi 4, HABER SEN üyesi 3 ve BES üyesi 1 olmak üzere 18 arkadaşımız bağlı oldukları Bakanlıklar bünyesinde kurulan komisyonların kararı ve Bakanlık onayı ile ihraç edilmişlerdir. Bu arkadaşlarımızın tümünün ortak özelliği ya sendika yöneticileri olmaları ya sendikanın aktif üyeleri olmaları ya da sendikal eylem ve etkinliklere katılmalarıdır.
OHAL uygulamalarından biri de kadrolaşmanın aracı olarak kullanılan güvenlik soruşturmaları ve arşiv araştırmaları olmuştur. Binlerce aday KPSS’de yüksek puan almalarına rağmen, güvenlik soruşturmaları ve arşiv araştırması nedeniyle göreve başlatılmamıştır.
25 Ekim 2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 228 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması yönetmeliğinde yapılan değişiklikler sonrasında keyfilik ve hukuksuzluk artmıştır.
Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması sadece adayı değil, birinci hatta ikinci derece yakınlarını da kapsar hale getirilmiştir.
Anayasa Mahkemesi, 29 Kasım 2019 tarihinde açıklanan kararıyla anayasaya aykırı olduğu bir kez daha ilan edilen güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması bu kez yasal düzenleme haline getirilmeye çalışılmıştır. Bildiğiniz üzere yandaş Konfederasyonlar hariç Konfederasyonumuz ve diğer tüm emek örgütlerinin, demokrasi güçlerinin yoğun tepkisi üzerine teklif geri çekilmiştir. Ancak OHAL uygulamaları nimetlerinden faydalanmaya alışkın olan iktidarın her an yeni bir kılıfla yeniden gündeme getirmesi sürpriz olmayacaktır. İktidarı böylesi girişimlerden vazgeçmeye, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması nedeniyle yaşanan mağduriyetleri giderecek adımlar atmaya çağırıyoruz.”

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

YAZARLAR

24.9° / 14.2°