TÜRKAN ŞORAY, ADININ VERİLDİĞİ PAMUĞUN HASADINDA
Manşet Haber 29.09.2022 19:42:42 0

TÜRKAN ŞORAY, ADININ VERİLDİĞİ PAMUĞUN HASADINDA

TÜRKAN ŞORAY, ADININ VERİLDİĞİ PAMUĞUN HASADINDA

Adana Büyükşehir Belediyesi, Doğu Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Atlas Tohumculuk ve pamuk ıslahçılarının iş birliği ile 12 yıllık AR-GE çalışmaları sonucunda tescil edilen yeni; yerli ve milli pamuk çeşidi Türkan'ın tanıtımı ve hasadı yapıldı.
Tarsus’un Çiçekli Köyü’nde gerçekleştirilen Tarla Günü etkinliğine efsane sanatçı Türkan Şoray, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, ve eşi Nuray Karalar, Doğu Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Abdullah Çil, üreticiler, konuklar, bürokratlar, tarım işçileri ve bölge halkı katıldı.
PAMUĞUN DA SULTANI
Pamuk toplayan kadınlarla yakından ilgilenen Türkan Şoray, kendisine hediye edilen yazmayı boynuna taktı.
Hayranlarının sevgi gösterileri karşısında duygulanan Türkan Şoray, “Çukurova denilince pamuk akla gelir. Pamuk, Çukurova'nın altınıdır, en büyük değeridir. Pamuk çeşidine adımın verilmesi beni son derece onurlandırdı. Bu onuru hayatım boyunca taşıyacağım. Hayatımın en güzel anlarından birini yaşamama sebep oldunuz. Bunu hiç unutmayacağım. Pamuğun Sultanı olmak çok güzel bir şey” dedi.
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar da “Türkan Şoray çok iyi bir sanatçı olduğu kadar, kalbi de çok güzel bir insan. Bu özellikleri de onu çok değerli yapıyor. Aramızda olması bizim için büyük onur. Kendisine bütün kalbimle teşekkür ediyorum. Çocukken ailecek pamuk toplamaya giderdik. Annem çok çalışır, herkesten çok pamuk toplardı. Hayatımın ilk hatıraları, aklımda kalan ilk görüntüler bunlardır” diye konuştu.
YERFISTIĞI ISLAHIYLA İLGİLİ DE ÇALIŞIYORUZ
Enstitü yöneticilerini ve emeği geçenleri kutlayan Zeydan Karalar, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kafasındaki tarımın hayata geçirildiğini belirterek şunları söyledi: “1924’te bu enstitüyü kurdurmuş. Ne kadar ileri görüşlü bir ulusal öndere sahip olduğumuzu asla unutmayalım. Yerli ve milli tohum üretilmesi olağanüstü önemli bir hadise ve emeği geçenleri kutluyorum. Nerede memleketimize faydalı bir hizmet varsa ona destek olmak, tanıtmak bizim görevlerimizdendir. Şu anda da bunu yapıyoruz. Alışık olunan belediyeciliğin üzerine, kentimizin zenginliklerini ortaya çıkaran ve değerlendiren, tanıtan bir anlayışla çalışmaya devam ediyoruz. Yerfıstığı ıslahıyla ilgili de çalışmalarımız var. Tohum aldık, çiftçilere dağıttık. Ayrıca şu anda yeni bir fıstık tohumunu da enstitümüzle birlikte yerlileştiriyoruz. Bunlar belediyelerin yaptığı alışılagelmiş işlerden değil. Adana Büyükşehir Belediyesi olarak bu işlerle ilgili başarılı çalışmalar, iş birlikleri gerçekleştiriyoruz. Adana dünyanın en önemli 3 ovasından birinin merkezinde yer alan şehrimiz. Tarıma çok elverişli bir noktadayız. Çeşitli ürünlerin fidelerini dağıtarak üreticimizi destekliyoruz. Bu konuda özellikle kadınlarımızı kooperatifler kurarak destekliyoruz. Kadınlarımızın ekonomik açıdan güçlenmesi, hayata dair her alanda var olması bizim için çok önemli” diye konuştu.
KADIN İŞÇİLERLE ÇEŞİDE İSMİ VERİLEN TÜRKAN ŞORAY BULUŞTU
Büyükşehir Daire Başkanı Pamuk Islahçısı Ziraat Yüksek Mühendisi Ayten Dolançay, Türkiye’de kadınlar en çok tarım sektöründe kayıt dışı çalıştığını kaydederek şunları söyledi: “Gerçekleştirmekte olduğumuz bu tarla gününde, tarımda, özelinde ise pamukta; hasattan, çırçırlama, tekstil ve konfeksiyon sektörlerinde yoğun emekleri olan kadın işçilerle, pamuk çeşidine ismini verdiğimiz Yeşilçam’ın Sultan’ı Türkan Şoray’ı buluşturuyoruz. Yurt dışında pamuk çeşitlerine kraliçelerin adı veriliyor. Biz Sultan Türkan Şoray’ın ismini verdik” dedi.
ÜLKEYİ DOYURUYORUZ
Enstitü Müdürü Abdullah Çil ise 1924’ten bu yana faaliyet gösteren enstitünün Türkiye ekonomisine çok katkı sağladığını ifade ederek, “Biz aslında ülkeyi doyuruyoruz. Çok iş yapıyoruz. Yerli ve milli çeşitlerin çoğaltılması ve güçlendirilmesi çok önemli. Ülkemizin tarım alanında daha da güçlenmesi için yerli ve milli tohumlarımızın ıslah çalışmalarına devam ediyoruz” diye konuştu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°