TÜRKÇENİN KATIKSIZ BESİNİ; YAŞAR KEMAL
Manşet Haber 22.09.2016 15:49:48 0

TÜRKÇENİN KATIKSIZ BESİNİ; YAŞAR KEMAL

TÜRKÇENİN KATIKSIZ BESİNİ; YAŞAR KEMAL

Adana Büyükşehir Belediyesi’nce düzenlenen 23. Uluslararası Adana Film Festivali kapsamında “Yaşar Kemal; Çukurova’dan dünyaya açılan pencere” konulu söyleşi yapıldı.

Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda gerçekleştirilen ve moderatörlüğünü Yekta Kopan’ın yaptığı söyleşiye konuşmacı olarak Arif Keskiner, Menderes Samancılar, Nebil Özgentürk ve Osman Şahin katıldı.

Söyleşiden önce, yapımcılığını ve metin yazarlığını Nebil Özgentürk’ün gerçekleştirdiği “Yaşar Kemal” belgeseli izlendi. Salonu dolduran edebiyat ve Yaşar Kemal tutkunlarına ilk olarak Yaşar Kemal’in eşi Ayşe Semiha Baban hitap etti.yasar_kemal_panel  (5)

Belgeselde Yaşar Kemal’i kendi sesinden dinleyip, görüntülerini izleyince tarifsiz bir özlemi yeniden yaşadığını söyleyen Ayşe Semiha Baban, Norveç Edebiyat ve İfade Özgürlüğü Akademisi’nin (Bjornson Akademi) Norjeç’in ünlü milli şairi Bjornstjerne Bjornson adına verdiği Bjornson Ödülü’ne 2013’te layık görülen Yaşar Kemal’in, bu ödülü alırken Norjeç’te yaptığı konuşmayı okudu.

Yaşar Kemal’in; savaşın, şiddetin ve yoksulluğun yıkılıcığını anlattığı, barışa vurgu yaptığı satırları salonu dolduran konuklardan uzun süre alkış aldı.

YAŞAR KEMALİ’İN YETİŞTİĞİ AKADEMİ…yasar_kemal_panel  (2)

Daha sonra geçilen söyleşide ilk sözü alan Arif Keskiner, Yaşar Kemal’in Adana’da, geçmişte Halkevi, şimdi Büyükşehir Belediye Binası olan noktada Arif Dino ile tanışmasının hayatının yönünü nasıl değiştirdiğini anlattı. Arif Dino’nun, Yaşar Kemal’e bir sandık kitap verdiğini, bu sandıkta Cervantes’in Donkişot kitabından 5 adet bulunduğunu anlattı. Yaşar Kemal’in bir yanlışlık olup olmadığını sorması üzerine ise Dino’nun, “Hayır yanlışlık yok. Bu kitabı hayatın boyunca okuyacaksın. Biri eskiyince diğerini eline alacaksın ve böylece bu 5 kitap hep okunacak” dediğini belirterek, Yaşar Kemal’in daha sonra aynı noktadaki çay bahçesinde Arif Dino, Abidin Dino ve Orhan Kemal ile yıllarca bir araya gelerek söyleşiler gerçekleştirdiğini, fikirsel açıdan geliştiğini anlattı. Keskiner, bu dönemin ve ortamın usta yazar için adeta bir akademi olduğunu kaydetti.yasar_kemal_panel  (4)

TÜRKÇE’NİN KATIKSIZ BESİNİ YAŞAR KEMAL

Osman Şahin de, Yaşar Kemal’in çok yönlü bir insan olduğunu kaydederek, “Yaşar Kemal Türkçe’nin katıksız besinidir” dedi

Menderes Samancılar ise henüz 17 yaşındayken Adana’da bir fabrikada çalıştığını ve öğle aralarında işçilere Yaşar Kemal’in kitaplarını okuduğunu, bu yüzden Fabrika Müdürü’nün kendisini işten atmakla tehdit ettiğini anlattı. Samancılar, “Biz Yaşar Kemal’den sadece çiçeklerin nasıl açtığını, toprağın nasıl koktuğunu, rüzgarın nasıl estiğini öğrenmedik. Biz O’ndan, Toroslar’dan esen rüzgarın insanı nasıl adam ettiğini de öğrendik” diye konuştu.

YAŞAR KEMAL’İN MEMLEKETİNDEN Mİ GELİYORSUN?yasar_kemal_panel  (3)

Nebil Özgentürk de, Yaşar Kemal’le röportaj yapmış olmanın kendisi için çok önemli olduğunu vurgulayarak, Adana’da yaşadıkları 70’li yıllarda babasının kendisine ilk verdiği kitabın Yaşar Kemal’in romanı olduğunu açıkladı. Ailelerinde Yaşar Kemal’e ait kitapların sürekli okunduğunu belirten Özgentürk, 1976’da İzmir’e üniversiteyi okumak için gittiğinde, “Yaşar Kemal’in memleketinden mi geliyorsun?” sorusuna maruz kaldığını, bunun da kendisine hala gurur verdiğini söyledi.

Söyleşinin ardından, Yekta Kopan, Nebil Özgentürk, Osman Şahin ve Menderes Samancılar, Adana Büyükşehir Belediyesi fuayesinde kitap imzaladı.

Etkinliğe CHP Adana Milletvekilleri Zülfikar İnönü Tümer, İbrahim Özdiş, Adana Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Yalçın Akyol, Orhan Kemal’in oğlu Işık Öğütçü, ressam Etem Çalışkan, sinema sanatçıları, Büyükşehir Bürokratları ve çok sayıda Adanalı katıldı.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°