TÜRKİYE’DE TRİBÜNLER BOŞALDI
Manşet Haber 10.10.2016 10:38:58 0

TÜRKİYE’DE TRİBÜNLER BOŞALDI

TÜRKİYE’DE TRİBÜNLER BOŞALDI

Bölgesinde ‘Futbol ülkesi’ diye anılan, dünya yıldızlarının top koşturduğu Türkiye Süper Lig boş tribünlere oynanıyor. Galatasaray ve Fenerbahçe başta olmak üzere tüm kulüpler bu sorundan yakınıyor.
Süper Lig’de yeni sezon başladı, maçlara gösterilen ilginin azlığı dikkat çekiyor. Türk futbolundaki taraftar krizini inceleyen KPMG Football Benchmark ekibinin çıkardığı rakamlar hayli ilginç. Ricardo Quaresma, Wesley Sneijder, Martin Skrtel gibi yıldızların top koşturduğu Süper Lig’de maçlar ortalama 8 bin 500 kişiye oynanıyor.
Araştırma, son 10 yıllık dönemde statların yarı yarıya boşaldığını gösteriyor. Statların ortalama kapasitesi yaklaşık 25 bin olarak belirlenirken, tribünlerde yüzde 31’lik bir doluluk oranı yakalanabildi. KPMG’nin araştırması, Süper Lig’in futbol seyirci sayısında Avrupa devlerinin top koşturduğu liglere çok uzak kaldığını gösteriyor.
POLONYA TÜRKİYE’Yİ GEÇTİ
Avrupa’nın vasat ligleri arasında gösterilen Polonya bile Türkiye Süper Ligi’nden daha fazla taraftarı tribünlere çekiyor. Polonya Ligi maçlarında ortalama 9 bin 500 kişi tribünde yer alıyor. Ayrıca stadyumların yüzde 44’ü de sezon boyunca dolu oluyor.
Fransa’da bu yaz yapılan Euro 2016’da Avrupa Şampiyonu olan 10 milyon nüfuslu Portekiz’in statlara koşan futbol taraftar sayısı Türkiye’den fazla. Portekiz Ligi’nde her karşılaşmada ortalama 10 bin kişi tribündeki yerlerini alıyor. Yani her 1000 Portekizli’den biri takımını desteklemek için statta maç izliyor. Portekiz ligindeki karşılaşmalar yüzde 52’si dolu statlarda oynanıyor.
HOLLANDA LİGİ KAPALI GİŞE OYNANIYOR
Ajax, PSV, Feyenoord gibi köklü kulüplerin mücadele ettiği ve futbol kültürüne sahip ülkeler arasında gösterilen Hollanda’da maçlar neredeyse kapalı gişe oynanıyor. Hollanda’da her lig müsabakasında ortalama 20 bin kişi statlarda yerini alıyor. Stadyumların yüzde 88’i karşılaşmalarda dolu oluyor. Hollanda, Portekiz ve hatta Polonya’da kulüpler gişe gelirleriyle de Süper Lig takımlarının önüne geçmeyi başarıyor.
Almanya, İngiltere, İtalya, Fransa ve İspanya’dan oluşan beş büyük ligde ise ilgi çok üst seviyede. Beş büyük ligde her karşılaşma ortalama 33 bin kişi önünde oynanıyor. Stadyumların kapasitesi ortalama 40 bin kişi üzerinden hesaplanınca ortaya yüzde 78’lik bir doluluk oranı çıkıyor. Bu nedenle beş büyük ligdeki hiçbir karşılaşmada tribünler boş kalmıyor, futbolseverler deyim yerindeyse bu müsabakaları izlemek için birbirleriyle yarışıyor.


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°