“TÜRKİYE’Yİ DİKTAYA ÇEVİRDİ”
Manşet Haber 17.10.2016 18:41:53 0

“TÜRKİYE’Yİ DİKTAYA ÇEVİRDİ”

“TÜRKİYE’Yİ DİKTAYA ÇEVİRDİ”

Adana(Ulus)--Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana İl Başkanı Ayhan Barut, AKP iktidarının ülke genelinde ilan ettiği olağanüstü hal (OHAL) ile dikta rejiminin adeta provasını yaptığını söyledi. Barut, “15 Temmuz darbe girişimi sonrasında halkı alanlara dökerek günlerce ‘demokrasi nöbeti’ tutturan AKP iktidarının demokrasiden anladığı budur” dedi.
CHP Sarıçam İlçe Danışma Kurulu toplantısı Şahin Müzikhol’de gerçekleştirildi. İl yöneticileri, Adana milletvekilleri Elif Doğan Türkmen, Aydın Uslupehlivan, Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, ilçe başkanları ve yöneticileri, kadın ve gençlik kolları başkan ve yöneticilerinin katıldığı danışma kurulu toplantısı, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın söylenmesiyle başladı.
HEDEF SARIÇAM’I CHP’Lİ YAPMAK
Sarıçam İlçe Başkanı Celal Güven, gelişime en açık ilçe olması nedeniyle Sarıçam’ın önümüzdeki yıllarda Adana’nın en gözde ilçesi konumuna geleceğini söyledi. İlçe örgütü olarak Sarıçam ilçe belediyesini CHP’ye kazandırmak için canla başla çalıştıklarının altını çizen Güven, Sarıçam’ı CHP’nin kalesi yapmakta kararlı olduklarını kaydetti. Sandık çevresi örgütlenmesinin bu hedefe ulaşmadan en önemli unsur olacağını dile getiren Güven, sandık çevresi örgütlenmesiyle Sarıçam’ın en ücra köşelerine dahi ulaşacaklarını ve CHP’nin halkçı, sosyal demokrat politikalarını insanlara anlatacaklarını kaydetti.barut_saricam (2)
“KAYBEDECEK BİR TEK DAKİKAMIZ YOK”
CHP Adana İl Başkanı Ayhan Barut ise önümüzdeki yıl bir erken seçim olabileceğine dikkati çekerek, ölçe örgütlerinin, kadın ve gençlik kollarının örgütlenme ve seçim çalışmalarına yoğunlaşmaları gerektiğini söyledi. Barut, “Çünkü, kaybedecek bir tek dakikamız bile yok. 14 yıldır iktidarı elinde bulunduran ve uygulamalarıyla Türkiye’yi her geçen gün geriye götüren AKP iktidarını iktidardan düşürmek için birbirimize daha çok kenetlenmek ve çok çalışmak zorundayız. Bugün Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün çağdaş medeniyetler seviyesi hedefinden her geçen gün uzaklaşmaktayız. Bunu kabul etmemiz mümkün değil” dedi.
“AKP SUÇ ORTAĞI”
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında halkı sokaklara dökerek “demokrasi nöbeti” tutturan AKP iktidarının demokrasi anlayışının olağanüstü hal (OHAL) uygulamalarıyla açığa çıktını belirten Barut, “Demokrasi sözcüğüyle birlikte anılamayacak bir parti olan AKP döneminde Cumhuriyet değerlerine ağır saldırılar gerçekleşmiştir. Din, siyasete alet edilmiş, devletin yapı taşı olan kurumlar tarikatların ve cemaatlerin kucağına terk edilmiştir. 15 Temmuz darbe girişimi bunun en açık örneğidir. 14 yıllık iktidarı boyunca el ele, kol kola yürüdüğü Fetullah Gülen cemaatinin TSK içindeki yapılanmasının darbe girişimiyle karşı karşıya kalan AKP iktidarı, yıllarca sürdürdüğü işbirliği nedeniyle doğal olarak bu darbe girişiminde de suç ortağıdır” diye konuştu.
“AKP’NİN DEMOKRASİ ANLAYIŞI”
AKP iktidarının devlet kurumlarını ele geçirmesine izin verdiği FETÖ’yü 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında tasfiye etmek için uğraştığını anlatan Barut, iktidarın aynı zamanda yurtsever, darbe karşıtı, Cumhuriyet değerlerine bağlı, sosyal demokratları da FETÖ’cü diyerek kamu kurumlarından tasfiye etmeye çalıştığını kaydetti.
Barut, “AKP’nin demokrasiden anladığı; halk iradesinin tecelli ettiği yer olan TBMM’yi devre dışı bırakan OHAL’e ve KHK’lere sımsıkı sarılıp adeta yapışmaktır. 7 Haziran seçimleri öncesi ‘OHAL kalktı, köyümde özgürce yaşıyorum. Başkaları konuşur AK Parti yapar’ diyerek oy isteyen AKP, bugün Türkiye’nin her tarafını OHAL bölgesine çevirmiş, demokrasiyi, özgürlükleri ve adaleti rafa kaldırarak darbe fırsatçılığı yapmaktadır” şeklinde konuştu.
“OHAL DİKTANIN PROVASIDIR”
TBMM’de sayısal çoğunluğuna karşın yapamadıklarını KHK’lerle yaşama geçiren AKP iktidarının, 15 Temmuz sonrasında kendi sivil darbesini gerçekleştirmeye başladığını ifade eden Barut, “AKP, ülke genelinde ilan ettiği OHAL’le bugün Türkiye’yi adeta bir dikta rejimine çevirmiş durumdadır”. OHAL diktanın provasıdır” şeklinde konuştu.
Danışma kurulu üyeleri de yaptıkları konuşmalarda Sarıçam’daki örgütlenme ve seçim çalışmaları hakkında görüşlerini aktardılar.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°