Türkiye
Manşet Haber 26.05.2015 21:53:53 0

Türkiye'yi Temsil Edecek

Türkiye'yi Temsil Edecek

seyhan_tiyatro (1)Seyhan Belediyesi Şehir Tiyatrosu Almanya’da düzenlenen Tiyatro Günleri’nde Türkiye’yi temsil edecek.

Nazım Hikmet’in Yolcu isimli oyunuyla Almanya’nın Nürnberg şehrinde gerçekleştirilecek geleneksel tiyatro günlerinde sahne alacağını belirten Seyhan Belediyesi Genel Sanat Yönetmeni Tamer Gözüdeli, “Almanya’daki gurbetçi kardeşlerimizle ve Alman tiyatro severlerle buluşacak olmanın heyecanını yaşıyoruz” dedi.

Muzaffer Kırıkkalp’in yönetmenliğinde sahnelenen tek perdelik dramda SŞT oyuncularından Veysel Sadak, Tamer Gözüdeli, Neslihan Sönmez ve İlhami Özdemir rol alıyor.seyhan_tiyatro (2)

Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar, temel belediyecilik hizmetlerini eksiksiz olarak yerine getirmenin yanında kültürel aktivitelere de hak ettiği değerin verildiğini söyledi. Başkan Karalar, “Seyhan Şehir Tiyatrosu oyuncularımızın Almanya’da düzenlenen bir organizasyonda Türkiye’yi temsil edecek olması elbette ki bizim için son derece sevindiricidir. Seyhan Belediyesi’nin adını Almanya’da üstelik Türkiye’yi temsil eden bir seviyeye getiren oyuncu kardeşlerimi de bu başarılı performanslarından ötürü bir kez daha kutluyorum” diye konuştu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°