TÜRKMEN: SAHTE İÇKİ TOPLUMSAL BİR SORUNDUR!
Manşet Haber 15.10.2020 15:27:34 0

TÜRKMEN: SAHTE İÇKİ TOPLUMSAL BİR SORUNDUR!

TÜRKMEN: SAHTE İÇKİ TOPLUMSAL BİR SORUNDUR!

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Güney Bölge Şubesi Başkanı Ümit Türkmen, ölümlere ve sakat kalmalara yol açan alkollü içeceklerin üretimi, tüketimi ve fiyatlandırılması ile ilgili mevcut durumun ciddi olarak gözden geçirilmesi gerektiğini ifade ederek, “Sorunun ana kaynağı olan alkol ve alkollü içkilerden alınan fahiş ölçüdeki ÖTV ve KDV oranları makul bir düzeye indirilmeli” dedi.

Ümit Türkmen, sahte içki üretimi ve kullanımının yurttaşlarımıza, çevreye ve ülke ekonomisine ciddi olarak zarar verildiğini, alkollü içeceklerdeki ÖTV’nin düşürülmesi gerektiğini, alkol satışı ve bulundurulması konusunda denetimlerin artırılması gerektiğini söyledi. Türkmen açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

“2015, 2016, 2017 ve 2019’ da söylemiştik ısrarla yine söylemeye devam edeceğiz. Ölümlere ve sakat kalmalara yol açan alkollü içeceklerin üretimi, tüketimi ve fiyatlandırılması ile ilgili mevcut durum ciddi olarak gözden geçirilmelidir. Sahte içki üretimi ve kullanımı ile yurttaşlarımıza, çevreye ve ülke ekonomisine ciddi olarak zarar verilmektedir. Şuana kadar 43 kişinin ölümü ve bir o kadar insanın da sakat kalmasına yol açan sahte içki – alkol olayı ilk olmadığı gibi son da olmayacaktır. Alkollü içeceklerdeki ÖTV düşürülmeli, akılların gerisindeki alkolü yasaklama düşüncesinden vazgeçilmeli, denetimler arttırılmalıdır…

İzmir, Kırıkkale, Mersin, İstanbul, Muğla, Aydın, Trabzon ve Zonguldak`ta sahte alkol alarak zehirlendiği iddia edilen onlarca kişiden İzmir`de 18 kişinin, Kırıkkale`de 7 kişinin, İstanbul’da 7 kişinin, Mersin’de 6 kişinin, Muğla’da 2 kişinin, Aydın, Trabzon ve Zonguldak’ta 1 er kişinin hayatını kaybettiği basına yansıdı.

Konu ile ilgili olarak yapılan ilk araştırmada, şahısların marketten temin ettikleri dezenfektan olarak kullanılan etil alkol bazlı yüzey temizleyici sıvılara içki aromaları karıştırmak suretiyle kendi yaptıkları karışımı içmeleri neticesinde zehirlenmiş oldukları anlaşıldığı Kırıkkale Valiliği tarafından bildirilmiştir. İzmir`de ise etil alkol olarak satıldığı söylenen alkolden yapılan içkileri içenlerin öldüğü yetkililerce açıklanmıştır.

Ölüme ve nörolojik hasara yol açan içki zehirlenmeleri (etil alkol, metil alkol, izopropil alkol) son on yılda sık yaşanan bir toplumsal sorun haline gelmiştir. Alkollü içeceklerden alınan yüksek ÖTV nedeniyle standart dışı üretim yapılan işletmelerde kullanılan metil alkol sebebiyle onlarca yurttaşımız hayatını kaybetmiştir. Salgın döneminde kullanımına sıkça alıştığımız daha çok yüzey temizleyici olarak kullanılan, etil alkol içerikli olanların dışında 8 farklı kimyasal içerikli çeşidi olan dezenfektana aroma karıştırılarak alkollü içki üretilmeye çalışılmıştır. Bu eylem maalesef onlarca kişini ölümüne neden olmuştur. Keza etil alkol diye bilinmeden alınan ve gerçekte sanayide kullanılan metil alkolden üretilen sahte içkiden İzmir`de olduğu gibi her yıl yüzlerce yurttaşımız hayatını kaybetmektedir. Olayın nedenleri elbette araştırılmalıdır ancak, alkollü içeceklerin üretimi, tüketimi ve fiyatlandırılması ile ilgili mevcut durum ciddi olarak gözden geçirilmelidir.

Sahte içki üretimi ve kullanımı ile yurttaşlarımıza, çevreye ve ülke ekonomisine ciddi olarak zarar verilmektedir. Alkollü içeceklerdeki ÖTV düşürülmeli, alkol satışı ve bulundurulması konusunda denetimler artırılmalıdır.

Yıllardır yetkilileri ve kamuoyunu, gerçekleştirdiğimiz sempozyumlar (I., II. ve III. Şarap ve Alkollü İçkiler Sempozyumu ve Sergisi) ve farklı zamanlarda yayınladığımız basın bildirileri ile uyarmaktayız. Ne yazık ki bilimsel, teknik ve kamuoyu yararı gözeten çalışmalarımız ve uyarılarımız dikkate alınmamakta insan yaşamı değerini yitirmektedir.

Son on yılda alkollü içkilere getirilen yüksek ÖTV ve toplumsal baskı bu içecekleri tüketen ve üretenleri zor duruma sokmuştur. Alkollü içkilerden alınan vergi içki fiyatının yaklaşık %70,2`sidir. Bugün bir şişe rakının fiyatı asgari ücretli birinin günlük kazancından daha yüksektir. Bu durum sağlıklı üretim yerine maliyetleri düşük farklı kimyasal kullanarak yapılan sahte içki üretimini yaygınlaştırmıştır.

Etil alkol; şeker ve nişasta içeren maddelerin alkol fermantasyonu ve takiben damıtma işlemleri ile üretilen renksiz, berrak, kendine has kokusu olan ve kaynama noktası 78,3 °C olan bir maddedir. Metil alkol ise endüstriyel kullanımı olan bir üründür. Gıda maddelerinin üretiminde girdi olarak kullanılması kesinlikle yasaktır ve kullanılamaz. İçilmesi ile oksitlenerek formik asit ve formaldehite dönüşür. Bunlar vücut içerisinde hasara yol açan maddelerdir. Metil alkol ile üretilmiş bir içkiyi tüketen kişinin bunun farkına varması neredeyse imkânsızdır. İçerisindeki metil alkol oranı yüksek bir alkolle ya da tamamen metil alkolle üretilmiş içkiyi kullanan kişinin önce merkezi sinir sistemi etkilenir, kullanım miktar arttıkça dolaşım sistemi sorunları, solunum bozuklukları, ishal, sara nöbetleri, felç, körlük, koma hali ve nihayetinde ölüm meydana gelir.

Metil alkolün sahte içki ya da salgın döneminde dezenfektan üretiminde kullanılmasının bir yolu da bu alkolleri bulunduran, satan ya da imal edenlerin bu konudaki bilgisizliği ve ehliyetsizliğidir. Kimyasal bir madde olan alkol her yerde bulunmakta ve satılabilmektedir. Ülkemizde alkollü içkilerle ilgili olarak iki farklı kamu otoritesi denetimler ve düzenlemeler yapmaktadır. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (GTHB) ile Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu (TAPDK) bu ürünlerdeki denetimleri yürütmektedir. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı gıda güvenliğini sağlamakla; Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu ise Etil ve Metil Alkol‘ü ülkeye giriş veya üretiliş anından itibaren adım adım izlemekle yükümlüdür. Sağlık Bakanlığı da dezenfektanlarla ilgili mutlaka piyasa denetimi yapmalıdır.

Sorun teknik bir sorun değildir, toplumsal bir sorundur. Alkol ve alkollü içki alanını kontrol eden GTHB, TAPDK, Maliye Bakanlığı gibi kurum ve kuruluşlar sorunun ana kaynağı olan alkol ve alkollü içkilerden alınan fahiş ölçüdeki ÖTV ve KDV oranları makul bir düzeye indirilmeli ve sorumlulukları ölçüsünde alanı kontrol etmelidirler.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°