Türkmen’de esnafların başkanına ziyaret
Manşet Haber 31.03.2013 16:26:47 0

Türkmen’de esnafların başkanına ziyaret

Türkmen’de esnafların başkanına ziyaret

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Çukurova Belediye Başkan aday adayı Av. Elif Doğan Türkmen, esnaf ve sanatkarların ülkemizin bel kemiği olduğunu vurguladı. Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Yönetim Kurulu Üyesi ve Adana Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (AESOB) Başkanı Kazım Barışık, Adana ESOB Başkanvekilleri Mustafa Göktaş, Nihat Sözütek, Yönetim Kurulu Üyeleri ve Adana ESOB’a bağlı oda başkanlarını ziyaret eden Av. Türkmen, Türkiye ekonomisini ayakta tutan en önemli unsurların başında esnaf ve sanatkarların geldiğine Türkmen, Çukurova’ya farklı bir belediyecilik anlayışı getireceğine inandığı için aday adayı olduğunu açıkladı. Adana sevdalısı bir kadın olarak elini taşın altına koyduğunu vurgulayan Türkmen, “Toplumsal ve sosyal belediyeciliğe güzel bir örnek sunmak amacıyla yola çıktım. Kadınların yönetim kademelerinde olumlu gelişmeler sağlayacağına inanıyorum. Bu konuda kararlıyım. Belediyeyi, halkla, mahalleliyle, hemşehrilerimizle birlikte yönetmeye talibim” dedi.

Sadece kadınların değil toplumun tüm kesimlerinin başkanı olacağını belirten Av. Elif Doğan Türkmen, şunları söyledi:
“Belediyeciliğin amacı yapılan hizmetlerle halkı mutlu etmeye yönelmektir. Çukurova’da mahalle merkezleri oluşturacağız. Mahallelerdeki bu merkezler sayesinde vatandaşın sorunuyla birebir ilgilenme şansı yakalayacağız. Çocuklarımız için dershane ortamları hazırlayacağız. Kadınlarımızın, gençlerimizin, engellilerimizin ve yaşlılarımızın yaşamlarına hitap edecek çalışmalar yürüteceğiz. Projelerimizi, Avrupa Birliği başta olmak üzere ulusal ve uluslar arası kurumların hibe destek programlarından yararlanarak hayata geçireceğiz. Belediyeye ek külfet getirmeden insanların yaşamlarını kolaylaştıracak ve en önemlisi istihdam sahaları yaratmak için kafa yoracağız. Çalışmalarımızı düzenli olarak halka sorgulatacağız. Yapacağımız anketlerle Çukurovalılar’ın bizi denetlemesini sağlayacağız. Var olan kaynakları doğru kullanıp yeni kaynak bulma telaşına gireceğiz. Yolumuz, hizmet yolu olacak. Çukurova, Adana’nın aydınlık yüzü olacak.”

BARIŞIK KADINLARI ÖNEMSİYORUZ
elif_doganbarisikBarışık ise kadınların yönetim kademelerine talip olmasını önemsediklerini vurguladı. Diğer partilerle birlikte CHP’nin de kadın kotasını artırması gerektiğini ifade eden Barışık, “Annelere karşı duyarlı ve duygusalım. Kadınlara hep öncelik tanırım. ‘Cennet anaların ayağının altındadır’ sözü hayatımda ayrı bir anlam taşır. Hemcinsleriniz size sahip çıkarsa başarılı olursunuz” dedi.
Toplumun tüm kesimlerinin akıl ve mantığa uygun çalışmalar yürütmesi gereğine inandığını ifade eden Barışık, “Herkes bulunduğu mevki ve makamda doğruları konuşmalı. Halkımız yanlış yönlendirmelere ve yalan sözlere prim vermez. Bu tür davranışlarda bulunan insanlara gün gelir mutlaka yanıt verir. Çünkü vatandaşlarımız her şeyin bilincinde. Adana ESOB olarak çalışmalarımızda bu yönleri esas alarak hizmet üretiyoruz. İşimizi, düzen, intizam ve yasaların gerektirdiği ölçülerde gerçekleştiriyoruz. Adanalılar’a hizmetle birlikte üyelerimize verdiğimiz sözleri de yerine getiriyoruz. Adaletli davranmaya özen gösteriyoruz” diye konuştu.

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°