Türkmen’in Seçim Bürosunu Kılıçdaroğlu Açtı
SİYASET 13.04.2015 09:31:17 0

Türkmen’in Seçim Bürosunu Kılıçdaroğlu Açtı

Türkmen’in Seçim Bürosunu Kılıçdaroğlu Açtı

elif_dogan_secim_selvi_kilicdaroglu (1)Cumhuriyet Halk Partisi  Adana Nilletvekili 1. Sıra adayı Av. Elif Doğan Türkmen’in seçim bürosunu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu tarafından açıldı. Miting alanına dönüşen seçim bürosunun açılışında Elif Doğan Türkmen ve açılışa katılanlar özgürlüğü simgesi güvercinleri uçurdu.elif_dogan_secim_selvi_kilicdaroglu (2)

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu, seçim bürosunun açılışında yaptı konuşmasında, “Sevgili kadınlar, gençler, erkekler, Adanalılar… Gerçekten de beraberce, aynı duyguları paylaşıp güzelliklere el birliğiyle inanıp güzel şeyler başaracağımıza inanıyorum. Hepinizin yüzünüzü gülerken gördüm inşallah daha da gülecek. Güzel günler göreceğiz buna inanıyorum” şeklinde konuştu.elif_dogan_secim_selvi_kilicdaroglu (3)

CHP’NİN AYAK SESLERİ

CHP Adana 1. Sıra Milletvekili Adayı Av. Elif Doğan Türkmen de “Bu görüntü bu ses CHP’nin ayak sesleri. Milletçe alkışlayalım” dedi. 30 yıldan bu yana CHP’li olduğunu vurgulayan Av. Türkmen, “Hep birlikte partimizi Adana’da birinci parti yaparak iktidarın kapısını açacağız. Çıktığım bu yolda hepinizin alınteri ve  tek tek emeği var. Onun için, ‘Benim her partilim, her Adanalım ve şu kürsüde bulunan tüm arkadaşlarımızın başımızın tacısınız” dedi ve şöyle konuştu:elif_dogan_secim_selvi_kilicdaroglu (4)

“Ben, eşim ve oğlum 24 saati 48 saat de yapsak sizin emrindeyiz. Tüm seçim kampanyam boyunca bir şey söyledim, artık Elif Doğan Türkmen yok. ‘Sizin Elif’  var. Ben sizin Elif’inizim. Hani dedik ya, ‘Adana tarih yazdı’ diye. Biz aslında Adana’da değil, Türkiye’de tarih yazdık. Anadolu’nun göbeğinde, Çukurova ovasında siz hepiniz, ‘Biz artık kadınlarımızı baştacı edeceğiz’ dediniz ve ettiniz. Bunun için sizlere bir kez  daha teşekkür ediyorum. Şunu da bilmenizi istiyorum, bu bir takım oyunu ve işte il başkanım, ilçe başkanların, belediye başkanlarım, aday arkadaşlarım ve siz buradasınız. 8 hazirana kadar durmak yok. İktidar olduktan sonra da hepimiz başımız açık, dimdik bu yollarda yürüyeceğiz ama en önemlisi Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nu Başbakan yapacağız.  Bunu projelerimizle, her vatandaşımıza dokunarak yapacağız. Ondan sonra da hesap sorulması gerekiyorsa mahkemelerde, yargıda hesap soracağız ve onları milletçe alkışlayarak göndereceğiz.”selvi_kilicdaroglu_turkmen_guvercin

Elif Doğan Türkmen’in seçim bürosunun açılışına CHP Adana İl Başkanı, ilçe başkanları,  Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, milletvekili adaylar Zülfikar Tümer, İbrahim Özdiş, Aydın Uslupehlivan, Mustafa Kemal Özkan, Rukiye Cinkılıç, Yüksel Arslan, Müzeyyen Şevkin, Kemal Derin ve vatandaşlar katıldı. Konuşmaların ardından güvercinler uçuruldu, alkışlarla ülkeyi yaşanmaz hale getiren zihniyet protesto edildi, halaylarla CHP’nin iktidar yürüyüşü kutlandı.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°