TÜYAP 6. Mobilya Dekorasyon Fuarı Adana
Manşet Haber 11.10.2012 10:50:44 0

TÜYAP 6. Mobilya Dekorasyon Fuarı Adana'da Açıldı

TÜYAP 6. Mobilya Dekorasyon Fuarı Adana'da Açıldı

Adana(Ulus)--Adana başta olmak üzere Afyon, Bursa, Hatay, İstanbul, Kahramanmaraş, Kayseri, Mersin ve Osmaniye'den 120 firmanın katıldığı 6. Adana Mobilya Dekorasyon Fuarı açıldı.
TÜYAP Adana Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen açılış törenine, Vali Hüseyin Avni Coş ve Eşi Aylin Coş, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zihni Aldırmaz, Türkiye Ağaç İşleri Federasyonu Başkanı Ali Rıza Ercan, kamu ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve davetliler katıldı.
TÜYAP Fuarcılık A.Ş. Anadolu Grubu Genel Müdürü İlhan Ersözlü fuarın açılışında yaptığı konuşmada, bu yıl yüzde 30 büyüyen fuara çevre illerden de olmak üzere toplam 120 firmanın katıldığını belirterek, fuarın 5 gün boyunca ziyarete açık kalacağını bildirdi.
Vali Hüseyin Avni Coş ise, mobilyanın günlük yaşamın bir parçası haline geldiğini söyledi. Her eve lazım olan ve giderek çeşitlenen bu tüketim grubunun yurt içi ve yurt dışına satışının yapılabilmesi için bu tür fuarlara ihtiyaç duyulduğunu belirten Vali Coş; “Her yıl büyüyerek devam eden bu organizasyona destek veren kişi ve kurumlara teşekkür ediyorum” dedi.
Konuşmaların ardından Vali Coş ve protokol üyeleri fuarın açılışını yaparak, stantları gezip yetkililerden bilgi aldı.
Fuar, 10-14 Ekim 2012 tarihleri arasında ziyaret edilebilecek.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°