TZOB’DAN ÜRETİCİ MARKET FİYATLARINDA OCAK AYI RAPORU
Manşet Haber 2.02.2020 23:49:10 0

TZOB’DAN ÜRETİCİ MARKET FİYATLARINDA OCAK AYI RAPORU

TZOB’DAN ÜRETİCİ MARKET FİYATLARINDA OCAK AYI RAPORU

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ocak ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 348,46 ile kuru incirde yaşandığında dikkati çekti. Kuru incirin 4,5 kat, kuru kayısının 3,9 kat, lahananın ve sütün 3,5 kat, nohudun 3,4 kat fazlaya tüketiciye satıldığını vurgulayan Bayraktar, “üreticide 13 lira olan kuru incir markette 58 lira 30 kuruşa, 11 lira olan kuru kayısı 42 lira 72 kuruşa, 53 kuruş olan lahana 1 lira 86 kuruşa, 2 lira 6 kuruş olan süt 7 lira 12 kuruşa, 2 lira 89 kuruş olan nohut 9 lira 90 kuruşa satılmaktadır” dedi.
Bayraktar, Ocak ayında markette 29, üreticide 22 üründe fiyat artışı, markette 9, üreticide 3 üründe fiyat düşüşü olduğunu, markette 4, üreticide 9 üründe fiyatın değişmediğini bildirdi.
Bayraktar, Ocak ayında fiyatı en fazla artan ürünün markette ve üreticide kabak; fiyatı en fazla düşen ürünün ise markette havuç, üreticide kuru soğan olduğunu belirtti.
Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak üreticiden tüketiciye halkın tamamını yakından ilgilendiren gıda fiyatlarındaki değişimleri takip etmeye ve kamuoyunu doğru bilgilendirmeye devam ettiklerini vurguladı.
-Market fiyatlarındaki değişim-
Ocak ayında markette kuru soğan, kuru fasulye, zeytinyağı ve yumurta fiyatında bir değişim meydana gelmezken, markette fiyat düşüşünün en fazla yüzde 15,09 ile havuçta görüldüğünü bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Havuçtaki fiyat düşüşünü yüzde 6,05 ile kuru kayısı, yüzde 5,22 ile pırasa, yüzde 3,79 ile karnabahar, yüzde 3,06 ile yeşil mercimek izledi.
Markette en fazla fiyat artışı ise yüzde 73,17 ile kabakta yaşandı. Kabaktaki fiyat artışını yüzde 70,35 ile patlıcan, yüzde 56,93 ile yeşil soğan, yüzde 29,91 ile sivri biber, yüzde 23,99 ile mandalina, yüzde 17,25 ile salatalık, yüzde 14,40 ile limon, yüzde 12,33 ile maydanoz, yüzde 11,72 ile Antep fıstığı, yüzde 11,43 ile marul, yüzde 10,05 ile domates takip etti.”
-Üretici fiyatlarındaki değişim-
Ocak ayında üreticide maydanoz, elma, kuru fasulye, nohut, kırmızı mercimek, yeşil mercimek, pirinç, kuru üzüm ve kuru incir fiyatında bir değişim meydana gelmezken, yüzde 16,07 azalmayla fiyatı en fazla düşen ürünün kuru soğan olduğunu belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Kuru soğandaki fiyat düşüşünü yüzde 4,49 ile pırasa, yüzde 3,08 ile yumurta izledi.
Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 130,34 ile kabakta görüldü. Kabaktaki fiyat artışını yüzde 57,89 ile salatalık, yüzde 57,58 ile patlıcan, yüzde 53,85 ile sivri biber, yüzde 52 ile yeşil soğan, yüzde 48,98 ile mandalina, yüzde 22,43 ile ıspanak, yüzde 15,98 ile limon, yüzde 13,51 ile fındık, yüzde 12,50 ile patates, yüzde 12,28 ile lahana, yüzde 10,88 ile portakal, yüzde 10 ile kuru kayısı, yüzde 8,92 ile marul, yüzde, 5,88 ile domates, yüzde 5,36 ile karnabahar, yüzde 3,64 ile kuzu eti, yüzde 3,61 ile Antep fıstığı, yüzde 3,59 ile dana eti, yüzde 2,27 ile havuç, yüzde 1,29 ile zeytinyağı, yüzde 0,98 ile süt takip etti.”
-Fiyat değişimlerinin nedenleri-
Üretici fiyatlarında, kabak, salatalık, patlıcan, sivri biber ve domateste görülen artışta, arzın örtü altından sağlanması nedeniyle, mevsim itibarıyla olgunlaşmanın yavaş olmasına bağlı olarak hasat edilen ürün miktarının azalmasının etkili olduğunu belirten Bayraktar, Adana ve Mersin’de meydana gelen sel felaketinin de seralardaki ürünlere zarar verdiğini, bu durumun fiyatlarda artışa yol açtığını söyledi. Yeşil soğan ve maruldaki fiyat artışında da benzer durumun söz konusu olduğunu ifade eden Bayraktar şöyle devam etti:
“Mandalina, limon ve portakalda çiçeklenme dönemindeki iklimsel olumsuzluklar nedeniyle rekoltede yaşanan düşüş fiyatlara yansımıştır. Ispanakta üretimin yoğun olduğu Beypazarı’nda kış koşulları nedeniyle hasadın yavaşlaması fiyat artışında etkili olurken; lahana, karnabahar ve havuçta da mevsim koşulları nedeniyle fiyatlarda artış meydana geldi.
Fındık fiyatında görülen artışta artan talebin yanı sıra randımanın iyi olması etkili olurken, Antep fıstığında rekoltedeki düşüş fiyatları etkiledi. Patateste ise Birliğimizin tüketimi artırmaya yönelik çalışmaları fiyata yansısa da hali hazırda üreticilerimiz maliyetine ürün satmak zorunda kaldı. Dana eti, kuzu eti ve süt fiyatındaki artışta artan üretim maliyetinin yanı sıra arz ve talepteki değişimler etkili oldu. Rekoltedeki artış kuru soğan fiyatlarında düşüşe neden oldu. Pırasada ise piyasaya arz edilen ürün miktarındaki artış fiyatlarda bir miktar düşüşe yol açtı.”



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°