Ömer, Abdülkasım ve Hasan 1050-1060’lı yıllarda Nişabur
Medresesi’nin yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen üç arkadaşı. Birbirlerine söz
verirler.“ Birbirimize ömür boyu sadakat yemini edelim. Hangimiz önce şöhret ve
paraya kavuşursa, ötekilere yardım etsin...”Ve ant içerler...
İlk üne kavuşan Abdülkasım olur ve Sultan Alparslan’ın vezirliğine
getirilir. Verdiği söz gereği, arkadaşlarına sarayda birer görev teklif eder.
Hasan anında kabul eder. Ömer ise “Bana yapabileceğin en büyük iyilik, öğrenmeme
gerekli imkanı sağla,” der.Abdülkasım Ömer’e İsfahan’da bir gözlem evi kurar.
Hırslarının esiri Hasan, kısa sürede Sultan Alparslan’ın takdirini kazanır
ve gözünü arkadaşının yerine diker.Amacına ulaşmak için de çeşitli entrikalar
çevirmeye başlayınca, durumu farkeden Abdülkasım onu ölüme mahkum ettirir.
Ömer araya girer ve Hasan’ın hayatı bağışlanır ama saraydan da kovulur.Kendisini
kimsenin bulamayacağı, bir yer arar. Hazar Denizi’nin güneyinde Elbruz
Dağları’nın doruklarında bir kaleye yerleşir. Burada sahte bir cennet
yaratır. Gözü pek gençlerden bir grup
oluşturarak, onları aylar süren sıkı bir eğitimden geçirir. Artık onlar
Hasan’ın fedaisidir.
Bir gün büyük bir ziyafet düzenler, fedailere yüksek dozlu uyuşturucu içirir.
Derin uykuya dalan gençler, bir bahçeye taşınır. Uyandıklarında, yanlarında dünya güzeli
kızlar vardır. O gün zevkin her türlüsünü yaşarlar. Akşama aynı ziyafet
tekrarlanır, yeniden uyuşturucu alırlar. Burada Hasan devreye girer ve
gördüklerinin hayal olmadığını, istedikleri anda bu cennete girebileceklerini
anlatır.Görev uğruna ölenler doğrudan cennete gideceklerdir.
Hasan kısa zamanda İsmailye Mezhebi’nin güçlü lideri olur. Zamanın ileri
gelen liderleri artık onun doğal düşmanıdır. Hepsini öldürmeye ant içer ve peşpeşe
cinayetler işlemeye başlar. Haşhaşın içerdiği uyuşturucudan bol miktarda
tükettirilerek birer “cennet fedaisi” haline getirilen militanlar,Haşhaşiler
olarak anılmaya başlar.
Fedailerden biri Abdülkasım’ın ordugahına sızmayı başarır. Kendisini
Hasanın gönderdiğini söyleyerek yakınlık kurar ve fırsatını bulduğu ilk anda da
ucu zehirli hançerini kalbine saplar. Abdülkasım gençlik arkadaşı Hasan’ın fedaisi
tarafından öldürülmüştür. .
Yetişenler katili hemen oracıkta öldürür.
Katil, cellat kafasını keserken bile mutludur: hatta sanki acelesi var
gibidir. Gülümsemektedir. Çünkü vadedilen “cennete” bir an önce kavuşmak istemektedir.
Kim mi bunlar?
Ömer: Dünyanın tanıdığı matematikçi, astronom, şair Ömer Hayyam.
Abdülkasım: Gelmiş geçmiş en adil, en erdemli devlet adamlarından, Sultan
Melikşahın“baba” dediği vezir Nizamülmülk.
Hasan: Tarihin tanıdığı en büyük suikastçı, kan dökücü, sahte cennet ve
Alamut Kalesi sahibi Hasan Sabbah.
DEMEK Kİ…
