UKRAYNA VE TÜRKİYE:
Manşet Haber 25.12.2021 16:49:14 0

UKRAYNA VE TÜRKİYE: 'BATI' EMPERYALİZMİNİN RUSYA KUŞATMASININ KARADENİZ-BALKAN AYAĞI

UKRAYNA VE TÜRKİYE: 'BATI' EMPERYALİZMİNİN RUSYA KUŞATMASININ KARADENİZ-BALKAN AYAĞI


MEB Şûrasında alınan kararlarla yüzleşmeyi, yaşadığımız çok büyük devalüasyonla; devalüasyonla yüzleşmeyi “garantili kapitalizm” ile unuttuk. Kaygım o ki, “dolara endeksli garantili kapitalizm/faiz” rejimiyle yüzleşmeyi de NATO genişlemesinin yarattığı çatışmalarla, daha doğrusu “Batı” emperyalizminin Karadeniz’in Kuzey yakasına ve Baltıklara yayılmacılığının yarattığı “AB-ABD Bloku ve-Rusya arasındaki sıcak savaşla harmanlanabilecek gerilimlerle unutmak zorunda kalacağız.





Yüzyıllık da denebilir, Polonya ile başlayarak 50 yıllık da denebilir, daha sıcak olarak Sovyetlerin dağılmasından bu yana Doğu Avrupa ve Balkanlar büyük oranda “Batı” emperyalizmince ele geçirilmiş, Irak, Libya ve Suriye’nin büyük kısmı doğrudan işgal edilmiş olup mevcut genişleme alanı Karadeniz’de kalanlar, Baltıklara, Balkanlara ve Asya’ya doğru hinterlandıyla Ukrayna ve Gürcistan hattıdır. Ukrayna yayılımı; Karadeniz, Kırım, Kafkasya’nın tümden NATO veya Batı sularına katılması, Rusya’nın Batı ve Güney yakasının tümden kuşatılmasıdır. NATO’nun 2007’deki Gürcistan saldırısının, Rusya’nın bu saldırıya sert yanıtının uzun süredir süren ve şu günlerde çok sıcaklaşan en önemli ayaklarından biridir.





KARADENİZ, BALKAN VE BALTIK BÖLGESİ BATI EMPERYALİZMİNİN (NATO’NUN) GÜNCEL YAYILMA ALANI





Baltık Denizi ve Bölgesi; batı yakasında İsveç ve Almanya’nın, doğu yakasında Finlandiya, Rusya, Estonya, Letonya, Litvanya’nın olduğu, güney yakasında Polonya’nın bulunduğu, Polonya ile Litvanya arasında Rusya’ya bağlı Kaliningrad’ın (Königsberg, Kant’ın şehri) ve arkalarında Beyaz Rusya’nın yer aldığı, Sovyetler ve Rusya için yaşam alanı görülen “Batı” emperyalizmi ile sınır oluşturan deniz hattını oluşturmaktadır.





Karadeniz birbiriyle coğrafi ve stratejik, hatta bütünlük içinde, Baltık ve Balkan Bölgesine hinterland oluşturmaktadır. Baltık Denizi Karadeniz’in biraz daha kuzeyindeki versiyonu, Balkanlar biraz daha batısındaki uzantısı sayılır.





Ukrayna; doğuda ve kuzeydoğuda Rusya, kuzeybatıda Belarus, batıda Polonya, Slovakya ve Macaristan, güneybatıda Romanya ve Moldova’ya  komşu olarak ve çeşitli akrabalıklar ve uzantılarla Karadeniz’in, Kafkasya’nın, Balkanların ve Baltıkların parçası durumundadır.





Sovyet Blokunun ilk kopan veya koparılan parçası Polonya idi. Bunu Baltık bölgesindeki Estonya, Litvanya ve Letonya, devamında Macaristan, Çekoslovakya, Bulgaristan, Romanya izledi. Yugoslavya dağıtıldı ve çoğu NATO’ya AB’ye bağlandı. En ciddi ve güncel ayaklarından birini Ukrayna oluşturuyor. Bir önceki savaş alanı Gürcistan idi.





TÜRKİYE’NİN BAĞIMSIZLIK VE KADER SORUNU: LOZAN, MONTRÖ, KARADENİZ, BALTIK, BALKAN, KANAL İSTANBUL, SURİYE





Ukrayna sorunu Türkiye, Romanya ve Almanya’nın NATO adına ana tarafı olduğu, Almanya için kazanç, sadece Rusya için değil Türkiye için de büyük tehdit ve bedel oluşturacak bir NATO yayılma ayağıdır.





15 Temmuz darbe girişimi tüm bunlarla birlikte okunmak durumundadır.





Amirallerin açıklaması da bu süreçle birlikte dikkate alınmalıdır. Arka planında NATO’nun bulunduğu Cumhurbaşkanlığından Yargıtaya kadar bu açıklamanın gündemleştirilmesini engellemeye yönelik sert baskılama ve dava sürecini dikkate alalım, yapılmak istenen nedir, daha geniş değerlendirilebilecektir.





Sovyetlerin dağıtılması süreci ile 12 Eylül darbesi arasında, Büyük Ortadoğu Projesi (Irak, Yemen, Suriye, Libya…), Balkan, Karadeniz ve Baltık sorunu arasında, tüm bunlarla AKP dönemi arasında, Kanal İstanbul arasında,  Yemen arasında, yaşanan krizler arasında nasıl bir bağ bulunmaktadır acaba?





EMPERYALİZM VE ÇATIŞMA DEĞİL RUSYA DAHİL BAĞIMSIZLIK VE BÖLGESEL BARIŞ





Bağımsızlık tüm bölge halklarının ana sorunudur. Gerek Balkanlar, Baltıklar, Karadeniz’de gerek Kafkasya ve Türki cumhuriyetlerde, gerekse Ortadoğu’da bağımsız ve birlikte barış içinde bir bölge oluşturulmasından başka sağlıklı bir ufuk gözükmüyor.





“Batı emperyalizmine” ve ‘NATO’ya” set çekilemezse bağımsızlık da bölgesel barış da ufukta gözükmüyor.





Güncel ayağı ile Ukrayna’nın bağımsız ve bölgeyle barış içinde bir ülke olması kritik önemde bulunuyor.





İktisat, iktisadi birlik yayılmacılık ve karşı savunmanın yumuşak ama uzun erimli ayağını; şiddet, terör ve savaş, sıcak ve sert ayağını oluşturmaktadır.







YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°