Barış haberleri üst, üste gelmeye başladı.

Ama, hemen akabinde, saldırı haberleride gelmeye başladı.

öyle ya,

Bayram yaklaşıyor, Bayram'da küslük olmazdan yola çıktık sanırım.

Sırada Mısır, ve Suriye var!...

Gerçi kendimiz kavga ettik, kendimiz barışalım dedik!

One minutes, vurduğumuz uçak, hır çıkarmıştı, İsrail ile Rusya ile.

İşin ilginç yanı, dün, İsrail, rusya Tukaka idi, şimdi yanılmışız canım diyeceğiz.

Yada, kandırıldık!...

Bir yerden çağrışım yapıyor değilmi?

Git gellerin çok olduğu yılları yaşıyoruz.

Hatılayın, İsrail Elçiliği önünde eylem yapan Cumhurbaşkan'ın kızı sümeyya hanım bile vardı.

Yollara dökülen gazozlar, 'gazoz olma, kapak ol' reklamı gibiydi maşallah.

Mavi marmarada öldürülen 9 Türk hala içimizde yara olarak duruyor.

Gerçi orada tüm milletlerden eylemci olmasına rağmen, sadece ölenlerin Türk olmasıda ayrı tartışma konusu.

Sanki İsrail askeri kimlik kontrolu yapmış gibiydi.

işte o Davos'tan tam yedi yıl geçti, Tayyip Erdoğan'ın kahraman gibi karşılandığı, orta Doğu'nun yeni Lideri martavallarının vatandaşa yutturulduğu yıllar geride kaldı.

Gerçi ne fark ederki, ülkede ne yapılsa yiyen bir kesim var, hata, hata üstüne gelse bile, zararını nasılsa Ülke çekiyor.

Rusya meselesi ayrı bir sorun olarak geldi ülkenin başına.

Vurulan bir Rus uçağı sonrası, zafer çığlıkları atan Beyni midesine yapışmış nede insanlar vardı.

Beyni midesine diyorum, çünkü onlarda aslında biliyorki, ülke bu işten zararlı çıkacaktı.

Gerçi bazı kafalar, sanal alemde iki saatte Rus'yaya girmekten bahsediyordu ama, kimin, kime girdiğini kısa sürede anladık.

Özür, mözür derken, arada Necati abi kaynadı.

Necati abinin hikayesi, Bu Rusya'ya kafa tutuğumuz gün başladı, yani ara dayağı yiyenlerden birisi Necati abi.

Gerçi binlerce Necati'lerden birisi bizimkisi.

Ticaretini sadece Rusya'yaya bağlamış binlerce iş adamı, bu kavga sonrası battı, yada batmaya yüz tuttu.

Hani bu neye benziyor hesabı, 'El takar koluna Halime'yi', Necati Abi çeker ceremesini!...

Narenciye tarafı bizim kenti ilgilendiriyor,Turizm tarafı Antalya, Marmaris, Bodrum esnafını ilgilendiriyor.

Hani şu Nataşa, nataşa diye dalga geçtiklerimiz gelmeyince nasılda zorda kaldığımızı anlayanlar olmuştur.

Şimdi o slogan ne oldu?

'Nataşa,nataşa yat aşağı', kim yatıyormuş aşağı? Necati abi gibiler çoktan yattı bile aşağı!

Şimdi sadece narenciye, yada çiftçi diye düşünmeyin, o sınıftan para kazanan ve batan esnafın şehir içinde kullanmadığı diğer esnaflarıda düşünün.

yani bu durum tıpkı bir domino etkisi gibi döndü, ülke insanın hayatına.

Şimdi anladık, bu ülkelerle sil baştan diyoruz, ya bu batmaya yüz tutan insanların yanlış kararlar veren Devlet memurları üstlerine düşen sorumlulukları alacaklarmı?

şimdi bunu ben yanıtlayayım, kesinlikle hayır.

Haydi şunu anladık, 'zararın neresinden dönersek kardır' diyelim, ama sen yanmadın ben yandım, misali yananlar ne olacak?

Üstüne bir bardak su için beyler, daha öncede böyle olmadımı? nasılsa, her hatanın zararını siz çekmedinizmi?

Şimdi soru şu,

Madem Bayram geliyor, küskünler barışır, Gezi olaylarında ölen insanların aileleri ilede barışılıcakmı?

Artık mitinglerde ölen çocuğun ailesi yuhatılmayacakmı, artık eleştirene İsrail Dölü denmeyecekmi, Bayram geliyor, Bayram!

O kadar çok barışılacak var ki, hangisinden başlayalım diye çok kafa yoracağız sanırım Bayrama kadar.