Ülke büyük bir kaostan kurtuldu

Ülke büyük bir kaostan kurtuldu

Demokrasi ile halledemeyenler, silahla halletmeye çalıştı.

neyseki, Başarıya ulaşılamayan bu kalkışma, ülkenin büyük bir kaos ortamından kurtulmasını sağladı.

Şimdi aslında ben Darbenin başarı yada başarısızlığı tarafından bahsetmek istemiyorum.

Darbenin ne şekilde, amacı ne olursa, olsun, karşı olmamak eldemi?

Kaldıki, ben 12 Eylül Darbesini görmüş ve o yıllarda 18 yaşında bir genç olarak olumsuzluğunu dibine kadar yaşamış bir gençtim.

Yine tekrarlıyorum, Asker'in yeri kışlasıdır, görevi siyaset olmayan bir kurumun siyasete Darbe yapması kabul edilemez.

Ama görevi siyaset olmayan hiç bir kurumun siyasete müdahaele etmemesi gerek.

önemli olan bu ülke, neden bu hale geldi, sorusu.

Şimdi şuraları geçecem, Darbe saat 21'de olmazmış, Medya kuruluşlarına el konurmuş, Liderler hapse atılırmış, düşünceleri beni zerre kadar ilgilendirmiyor.

Darbe girişimleri sonrası mecliste bulunan 4 parti nasıl oldu kenetlendi?

Yada neden şimdiye kadar birbirinizi yediniz ve milleti gerdiniz?

size 'Bin müsivetten bir nasihat önemlidir' mantığından yola çıkarak, belki bu olay ülke için müthiş bir barışma ortamı doğurabilir.

karşıdakininde fikrine saygı duyma zamanı gelmedimi?

Yada, bu olaydan dolayı ortaya çıkan bu tabloyu kimse kendine çıkar sağlama yoluna gitmemeli.

hemen sabahı, yargıdaki operasyon neyin nesi, operasyon olacaksa o Darbeyi yapanlara enerjinizi harcamanız gerekmezmi?

Bu olay ülke demokrasisi açısından vatandaşın müthiş bir birlikteliğini getirdi ama, aklımdada soru işaretleri bırakmadı değil.

Bundan hiç bir kişi siyasi rant sağlamamalı, hiç kimse kahramanlık yapmaya kalmasın, olay Türkiye cumhuriyetine ve onun Demokrasisine yapılmıştır, ve 96 Yıllık meclisi Bombalanmıştır.

Dahası var, Bütün Dünya gördüki, Türk askeri 20 yaşındaki çocukların kafaları kesildi, ve linç edildi, kimki suç işlemiş ise cezasını yargı vermeli hep savunduğum budur.

O çocuklar ne diyordu, ifadelerinde?

Bize tatbikat var dendi ve oraya hareket etmemiz istendi, Askerlik yapan herkes bilirki, gece bile yürüyüşler olurdu Asker'de, ve hiç bir erin emire karşı çıkma gibi bir durumu olamazdı.

Bir hastahaneden gelen bilgide, başındaki komutanın halka silah sıkmasını isteyen komutanına bu emire uymayacağım diyen asker'leri komutanı vurmuştu.

Başta üstüne basa,basa dedik, kesinlikle Darbeye karşıyız ama, vicdanımızda allaha şükür yerinde, halkı sokağa davet edenler, sokağa çıkanların kendi adaletini yerine getirdiğini gördükten sonra böyle söylemlerden kaçınması gerek bence.

son olarak, bu ülkede her kimki, Demokrasiyi duraklatmaya kalkarsa, cezasını misli, misli ödemeli, Asker, sivil fark etmez.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Süleyman YALÇIN

17.07.2016 23:25:31

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI