ÜNİVERSİTELER DEVLETE DEVREDİLSİN
Manşet Haber 6.08.2016 13:25:48 0

ÜNİVERSİTELER DEVLETE DEVREDİLSİN

ÜNİVERSİTELER DEVLETE DEVREDİLSİN

CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel zamanında Bakanlar tarafından açılışı yapılan fakat şimdi kapatılan üniversitelerin de tıpkı hastaneler gibi devlete devredilmesini ve suçsuz kişilerin mağdur edilmeden eğitime devam etmesini istedi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Atila Sertel, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından çok sayıda vakıf üniversitesinin kapatıldığını, suçsuz binlerce öğrencinin ve yüzlerce akademisyenin mağdur edildiğini belirterek, “Teröre yardım ve yataklık ettiği gerekçesiyle ilk etaptaki kapatma kararlarına itiraz etmemiz söz konusu değil. Ancak Devlet eğitim kurumlarının kapısına kilit vurup büyük bir mağduriyet yaratmak yerine bu okulları kendi bünyesine katarak sağlıklı bir şekilde eğitime devam etmelidir” dedi.

CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, Türkiye’de 15 üniversite kapatıldığını bunların üçünün de İzmir’de bulunduğunu vurgulayarak, cemaatle ilişkili olduğu veya cemaate ait olduğu için kapatılan üniversitelerin kent ekonomisi, öğrenciler ve akademisyenler için büyük mağduriyet doğuracağını söyledi.

ÇOCUKLARIN GELECEĞİNİ KARARTMAYIN

Kapatılan üniversitelerin hemen hepsinin AKP iktidarı döneminde açıldığını ve açılışlarına bakanların, milletvekillerinin katıldığının altını çizen Atila Sertel, şunları söyledi:

“Kapatılan bu üniversiteler YÖK izni başta olmak üzere devlet tarafından kuruldu. İktidar tarafından da son 1-2 yıla kadar ciddi şekilde desteklendi. Öyleki; açılışlarına bakanlar, milletvekilleri katıldı. Bazılarının mütevelli heyetinde eski bakanlar görev aldı. Gazetelerde boy boy teşekkür ve tanıtım ilanları yayınlandı. Bütün bunları gören vatandaş da çocuğunu tereddütsüz bu okullara gönderdi. Vatandaşın bunda suçu ne, çocukların bunda günahı ne? Eğer buna şimdiden önlem alınmazsa bugün okudukları okul ellerinden alınan gençler devlete ve hükümetlere güvenemeyecek noktaya geleceklerdir.”

DEVLET ÇÖZÜMSÜZLÜK DEĞİL ÇÖZÜM ÜRETİR

Üniversiteler başta olmak üzere kurumların tamamen kapatılmasının kolaycı bir çözüm yolu olduğunu kaydeden Sertel, “O okullardaki öğrencilerin çoğunun hiçbir suçu yok. Öğretim üyelerinin birçoğu da profesyonel olarak görev yapıyor. Araştırılsın, incelensin, suçlu bulunan, FETÖ örgütüyle direkt bağı olan öğrenci, akademisyen veya yöneticiler gerekli cezayı alsın. Bizim buna karşı çıkmamız mümkün değil. Ancak çoğunluk azınlığa tabii olmasın. Kurunun yanında yaş da yakılmasın. Devlet çözümsüzlük değil çözüm üretmek zorundadır. Öğrenciler başka üniversitelere yerleştirilmek suretiyle geçici bir önlem alınmaya çalışılmıştır fakat bu okullardaki suçsuz, günahsız akademisyenler için herhangi bir adım atılmamıştır. Bu üniversiteler kapatıldığı için bir kişi dahi suçsuz yere mağdur edilirse, hayatı karartılırsa bunun hesabını kimse veremez. Mesele para meselesi değil mesele çocuklarımızın geleceğidir” diye konuştu.

HASTANE ÖRNEĞİ VERDİ

Cemaate ait olduğu için kapatılan hastanelerin devlete devredildiğini ve kısa süre içinde vatandaşa hizmet vermeye başladığının altını çizen CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, şöyle devam etti:

“Önerimiz; kapatılan üniversiteler de tıpkı hastaneler gibi devlete devredilmeli ve faaliyetlerine devam etmelidir. Bu okullar madem himmet parasıyla ve yardım ve yataklıkla kurulmuştur öyleyse bu üniversiteler de diğer kurumlar gibi devlete devredilmeli ve kaldığı yerden devam etmelidir. Devlete devredilen bu üniversitelerde güvenlik soruşturmasından geçen öğretim üyelerinin kadrolarını koruyarak ve devletin atayacağı üst düzey yöneticilerin talimatları doğrultusunda çalışmaları daha doğrudur. Böylece öğrenciler ve akademisyenlerin mağduriyeti giderilmiş olacaktır. Aksi takdirde o okulları kazanan ve yaşamını o okullara göre dizayn eden öğrencilerin ve çocuklara eğitim veren akademisyenlerin yaşamı büyük bir açmaza girecektir. Bu kurumlar milli servettir ve hiçbir örgütle ilişki içinde olmadan, hiçbir amaca hizmet etmeden Atatürk ilkeleri doğrultusunda eğitim verecek şekilde milli servete dahil edilmelidir.”

CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, mağduriyetlerin giderilmesi için parti düzeyinde Başbakan, Milli Eğitim Bakanı ve YÖK Başkanı ile görüşme yapacaklarını da sözlerine ekledi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°