Ünlü modacıdan Altın Öğütler
Manşet Haber 21.04.2013 16:56:34 0

Ünlü modacıdan Altın Öğütler

Ünlü modacıdan Altın Öğütler

İtalya’da  Mittel Moda’da 2012 “Most Creative Collection” ödülünün sahibi Ünlü Moda Tasarımcısı Emre Erdemoğlu, Uluslar arası İş ve Meslek Sahibi Kadınlar Federasyonu(BPW) Adana Kulübü ve Artıhayat Dergisinin birlikte organize ettiği söyleşiye katılarak davetlilere sıra dışı koleksiyonları hakkında bilgiler verdi.

modaci_erdemogluSeyhan Otelinde BPW Adana Kulüp Üyeleri ile davetlilerin katıldığı söyleşinin açılış konuşmasını yapan Uluslar arası İş ve Meslek Sahibi Kadınlar Federasyonu(BPW) Adana Kulübü Başkanı Ayça Katlav, BPW’nun kuruluşu  verdi.

BPW’nun Birleşmiş Milletlerin en sağlam danışmanlarından biri olduğunu söyleyen Katlav,”Bizler dünyanın en büyük kadın organizasyonu olan bir grubun içerisindeyiz. Daha istikrarlı ve barışçıl bir dünya için, kadın ve erkek eşitliği saygısına dayanan, sosyal hayatın her düzeyinde ve alanında adil ve eşit bir konuma sahip olmak hedefindeyiz. Bu duygu ve çalışmalarımızı kamuoyuyla paylaşma arzusundayız. Her toplantımızda farklı konuk ve konularla bilgilendirme toplantıları yapıyoruz ve bunu sürdüreceğiz.” Dedi.

Katlav,  Adanalı ünlü modacı Emre Erdemoğlu’nu Adana’ya konuk ederek  giyim konusunda doğru bildiğimizi sanıp, yaptığımız yanlış seçimler konusunda uyarılarda bulunarak, modada gelişen ve değişen yenilikleri  paylaşacağını sözlerine ekledi.

ŞIK GİYİNİYOR
BPW Başkanı Ayça Katlav, Best Model Of Türkey 2012’nin  finalisti manken Kenan Demir ile podyumda katılımcı hanımlara da mini defile yaptırdı, davetlilere de kendi giyimleri üzerinde olumlu tüyolar vererek katılımcıların keyifli dakikalar geçirmelerine neden oldu.

Adanalı Ünlü Moda Tasarımcısı Emre Erdemoğlu, “Ben hem kadın hem erkek üzerine koleksiyon hazırlıyorum. A Plus müşteriye hitap ediyorum. Hanımlar bazen hata yapabiliyor. İş görüşmesine giderken optik renkler kullanabiliyor, koyu renk tercih edilmelidir. İtalya modanın başkenti ama İstanbul bu konuda çıtayı yükseltiyor. Koleksiyon hazırlamak ciddi bir süreç ama o koleksiyonu da hazırlamanız gerek. Hazırladığınız koleksiyondan satış yapamazsanız kan kaybedersiniz, markanız biter. Günümüzde kadınlar çalışıyor, üretiyor, kendi ayaklarının üzerinde duruyor. Giyimine kuşamına saçına makyajına da dikkat ediyor. Bu yüzden Adanalı çıtayı daha da yükseltiyor” şeklinde konuştu.


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°