Üretici, TMO
Manşet Haber 1.06.2015 11:16:36 0

Üretici, TMO'dan müdahale alım fiyatı bekliyor

Üretici, TMO'dan müdahale alım fiyatı bekliyor

bugday1Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Çukurova başta olmak üzere güney illerinde bazı kesimlerde hububat hasadının başladığını bildirerek, “özellikle buğday ve arpada büyük üretim artışı beklentisi fiyatları düşürüyor. Üreticimizin sıkıntıya girmemesi için piyasa fiyatları düşmeden Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO), müdahale alım fiyatlarını bir an önce açıklamalıdır” dedi.


Bayraktar, yaptığı açıklamada, bu yıl buğday fiyatlarının, rekoltenin yüksek olacağı beklentisi nedeniyle düşük seyrettiğini, TMO’nun hasadın ilerleyen dönemlerini beklemeden, piyasa fiyatları düşmeden gerekli müdahaleyi bir an evvel yapması gerektiğini belirtti.

Geçen yıl yaşanan kuraklık ve kötü hava koşullarından dolayı yeterince ürün ve gelir elde edemeyen üreticinin borçlandığını, bundan dolayı hasatla birlikte ürününün büyük bir bölümünü pazara arz edeceği vurgulayan Bayraktar, “TMO, üreticimizin mağdur olmaması için alım merkezlerini artırmalı, tatil günlerinde de çalışarak, zamanında ve hızlı bir şekilde alımları yapmalıdır. Ofis, ürününü acilen satmak zorunda olan çiftçilerimizi toplayıcıların eline bırakmamalıdır” dedi.

Buğday fiyatlarının, rekoltenin yüksek olacağı beklentisi nedeniyle düşük seyrettiğini belirten Bayraktar, Anadolu kırmızısı sert ekmeklik buğday, kilogramı 82 kuruştan işlem gördüğüne dikkati çekti.

Şemsi Bayraktar, “TMO’nun zamanında, maliyetin üzerinde, uygun müdahale alım fiyatlarını açıklaması ve zamanında hızlı alım yapması üreticimizin emeğini boşa çıkarmayacaktır” dedi.

BUĞDAYDA REKOR ÜRETİM BEKLENTİSİ

Geçen yıl başta kuraklık ve don olmak üzere yaşanan doğal afetlerin bitkisel üretimi çok olumsuz etkilediğini, bu durumun hububat üretimini de vurduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

“Ürün yetersiz olunca piyasa fiyatları müdahaleye gerek duymadı. Bundan dolayı TMO, hububat piyasa fiyatlarının öngörülen müdahale alım fiyatlarının üzerinde gerçekleştiğini gördüğü için müdahale alım fiyatı açıklamadı. Yalnız, bu üretim sezonunda, 2014 yılı Ekim ayından bu yana yağışlar çok iyi gitti. Nitekim, bitkisel üretim birinci tahminlerine göre, buğday üretimi, 2014 yılına göre yüzde 18,4 artışla 19 milyon tondan 22,5 milyon tona, arpa üretimi yüzde 27 artışla 6,3 milyon tondan 8 milyon tona, çavdar üretimi yüzde 10 artışla 300 bin tondan 330 bin tona, yulaf üretimi yüzde 19 artışla 210 bin tondan 250 bin tona yükseleceği öngörülüyor. 22,5 milyon tonluk buğday üretim tahmini gerçekleşirse, bu bir rekor olacak. 2013 yılında üretim 22 milyon 50 bin tonla rekor kırmıştı.

Ziraat Odalarımızın ilk tahminleri de birçok bölgede buğday ve arpa rekoltesinde, önümüzdeki günlerde doğal afet olmaz ise önemli bir artış gerçekleşeceği yönündedir.

Endişemiz yüksek üretim beklentisi nedeniyle hasadın ilerleyen günlerinde fiyatların daha da düşeceği şeklindedir. Üretici, ürününü düşük fiyatlarla almak isteyen tüccarların eline bırakılmamalıdır. TMO, hasadın ilerleyen dönemlerini beklemeden, piyasa fiyatları düşmeden, gerekli müdahaleyi bir an evvel yapmalı fiyat açıklamalıdır.”

Bayraktar, piyasayı düzenleyici tedbirler alan TMO’nun bu konuda da hassas davranacağı kanaatinde olduklarını vurguladı.

 

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°