UYKUSUZLAR

UYKUSUZLAR

yazmak güzel!

kelimeleri

birbirine ezdirmeden

ve

bozmadan

cümlenin anlamını!

yani

özüne saygı duyarak

anlatılan öykünün!

***

erkan tuncay’ın

‘uykusuzlar’ını okurken

gördüm ‘darbe’yi!

64. sayfada

***

‘darbe’ adlı öyküde

‘darbe’ kelimesi yok

ama

okuyunca

görüyorsunuz ‘darbe’yi!

gözlerinizi kapattığınızda öykü alıp sizi 1980’li yıllara götürüyor

bırakın insanı, bir kitaba dahi tahammül edilemeyen yıllara!

***

‘belleğimde

yıllarca o sesleri bir yerden ötekine taşıdım.

sonra kitaplardaki sesleri ötekilere ekledim. dedim. tamam, dediler. demek ki suçu üstleniyorsun.’

***

‘suçsa eğer, dedim.

evet yükleniyorum.

peki, dediler

suç aletlerini göster bize.

yola çıktık. eve geldik

evdekiler bir anlam veremediler.’

***

‘ilk kez

peşime onları takmış geliyordum.

içeri girişimi şaşkın gözlerle izlediler.

annem onları uyardı. ayakkabılarınızı çıkarın.


evi yeni temizledim. batmasın’


‘mecaz kullanıyor

bu kadın, dedi en kısa olanı

çıkışta onu da alalım!

ayakkabılarını çıkarmadan çalışma odama girdiler

kitaplıkta duran tek baskı yapmış kitaplarımı gösterdim onlara.’

öykü bu!

***

‘suskun’ adlı

öykü dosyasıyla

2006 naci girginsoy öykü birincilik ödülünün sahibi erkan tuncay.

samandağ doğumlu!

***

faris kuseyri’nin,

‘orontes mensurları’ kitabını da okudum!

‘yumruk sımsıkı tutulur, ölünürse böyle ölünür’ diyor şair!

erkan tuncay’ın ‘darbe’sine benziyor!

o da antakyalı!

***

her gün

yeni eserlerle tanışmak, farklı kitaplar okumak güzel!

duydum ki avukat kemal derin de ‘huruç’ eylemiş, yakında çıkacakmış ‘huruç’!

hacı bektaş veli öğretilerini konu ettiği ‘şahdiz’ romanından sonra kaleme aldığı ‘börklüce mustafa’yı da okudum!

‘yarin yanağından gayrı paylaşmak için her şeyi’ diyen dede sultan’ı anlatıyordu!

ve elbette

‘huruç’u da okuyacağım!

***

yazmak güzel!

kelimeleri

birbirine ezdirmeden

ve

bozmadan

cümlenin anlamını…

ama en güzeli

okumak!

adanaulus

2.08.2016 15:59:07

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI