UYKUSUZLUK ARTTIKÇA BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNE ZARARLI ETKİLERİ KATLANARAK ARTIYOR
Manşet Haber 23.04.2020 12:20:41 0

UYKUSUZLUK ARTTIKÇA BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNE ZARARLI ETKİLERİ KATLANARAK ARTIYOR

UYKUSUZLUK ARTTIKÇA BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNE ZARARLI ETKİLERİ KATLANARAK ARTIYOR






 





Uykusuzluğun bağışıklık sistemini direkt olarak olumsuz
etkilemesinin yanı sıra, yaratabileceği diğer sağlık sorunları nedeniyle
olumsuz etkisi katlanarak artıyor. Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Burcu Örmeci,
özellikle güçlü bir bağışıklık sistemine ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde yeterli
ve kaliteli uyumak için önerilerde bulundu.





Uyku
fizyolojik fonksiyonlarımızı düzenleyip dengelemesinin yanı sıra belleğin de
güçlenmesini sağlayan aktif bir süreç. Dolayısıyla yeterli ve zamanında
uyunamadığında uzun vadede ciddi problemlerin ortaya çıkabileceğini söyleyen
Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Burcu Örmeci,
yaşanabilecek olası sıkıntılarla ilgili şunları anlattı: “Uzun süreli
uykusuzluk yaşayan kişiler daha sinirli ve agresif hale gelir, entelektüel
kapasitesi de azalır. Bununla birlikte yorgunluk artar, hormonal düzen
bozulmaya başlar, kan şekeri ve tansiyonda sık ve büyük oynamalar, adet düzeni
bozukluğu, tiroid hormonu bozuklukları, çocuklarda büyüme ve gelişme bozukluğu
ve bağışıklık sisteminde anormallikler (çabuk hastalanma, iyileşmede gecikme)
gibi durumlar ortaya çıkabilir.” Uykusuzluğun bağışıklık sistemine direkt
olumsuz etkisinin yanında, yaşanabilecek bu farklı sorunlar da bağışıklık
sistemini etkileyeceğinden bozulma katlanarak artıyor.





STRESLE
BAŞ ETMEYİ ÖĞRENMEK GEREKİYOR





Yoğun endişe ya da strese bağlı uykusuzluğu, “uyum bozukluğuna
bağlı uykusuzluk” olarak tanımlayan Doç. Dr. Burcu Örmeci’nin verdiği bilgiye
göre, bu durumda kişi birkaç gece süren uykuya dalma veya sürdürme problemi
yaşar. Stresli durum sona erdiğinde ya da kişi uyum sağlamaya başladığında uyku
normale döner. Bu dönemde uyumak için daha fazla çaba sarf etmenin durumu daha
da kötüleştireceğini söyleyen Doç. Dr. Örmeci, “Stresli dönemlerde yaşanan uyku
bozukları kişinin gün içindeki performansının iyi olmayacağı endişesi yaratır.
Bu nedenle de gece uyumak için daha fazla çaba sarf eder. Ancak bu durum
endişeyi artırarak işlerin daha da kötüleşmesine neden olabilir. Sadece birkaç
gece üst üste kötü uyku bile psikofizyolojik uykusuzluğu tetikleyebilir. Bazı
kimseler stresli dönemlerde diğer kişilere göre daha kolay uykusuzluk yaşar.
Stres ile baş etmeyi öğrenmek uykusuzluğunuzu tedavi etmede yardımcıdır.”





BEBEKLER
VE YAŞLILARIN GÜNDÜZ UYKUSUNA İHTİYACI VAR





Her türlü biyolojik ritim değişikliklerine adaptasyonun
yaşlılarda ve bebeklerde daha zor olduğunu söyleyen Doç. Dr. Örmeci, “Çünkü bu
yaş grupları fizyolojik olarak zaten uykuları düzenli olmayan gruptur ve her
iki grupta da gündüz uykusu ihtiyacı vardır. Gençler uykusuzluğa belli bir
oranda daha dayanıklı olduklarından daha kolay uyum sağlarlar” diye konuştu.





DAHA
İYİ BİR UYKU İÇİN 8 ÖNERİ





Çalışma hayatının düzeninden mahrum kalmak, sürekli evde pasif
durumda bulunmak ve genel olarak yaşanılan yoğun stresin uykuyu bozmasının
kaçınılmaz olduğunu söyleyen Doç. Dr. Örmeci, bu süreçte yarar sağlayacak
önerileri sıraladı:





  • Uykuyu
    bozan yiyecek ve içekleri tüketmeyin:
     Kafein
    (kahve), nikotin (sigara) ve tenin (çay) uyanık tutacağı için, bu maddeleri
    içenler daha uzun sürede uykuya dalıyor. Dolayısıyla rahat bir gece geçirmek
    için uyumadan 3 saat öncesinde bu maddeleri tüketmemek gerekiyor.
  • Alkolden
    uzak durun: Pek çok kişi alkolün 
    uyumaya yardımcı
    olacağını düşünse de alkolün uykunun kalitesini bozarak olumsuz bir sonuç
    yaratacağını söyleyen Doç. Dr. Örmeci, “Alkol alındığında çabuk uykuya dalınsa
    bile gece boyunca uyku içinde kısa uyanıklıklara ve sabah erken ve yorgun
    uyanmaya neden olacaktır” dedi.
  • Uyku
    rutininizi oluşturun: 
    Özellikle içinde
    bulunduğumuz karantina sürecinde, her ne kadar gündelik rutin değişmiş olsa da,
    uyuma ve uyanma saatlerinin mümkün olduğunca düzenli olması önem taşıyor. Bu
    sayede biyolojik ritmin bozulması da önlenebiliyor. Her sabah aynı saatlerde
    uyanmak uykuyu düzenlemek için kullanılacak iyi bir diğer yöntem.
  • Gündüz
    değil gece uyuyun, şekerleme yapmayın: 
    Gündüz
    uykusunun hiçbir şekilde gece uykusuyla aynı olmadığını söyleyen Doç. Dr.
    Örmeci, “Uyku gece uyunmalıdır, gün aydınlandıktan sonra da uyanmak, kesinlikle
    çok geç kalkmamak gerekir. Gündüz uyuduğunuz iki saat uyku ile gece uyuduğunuz
    iki saat uyku aynı değildir, gündüz uykusu kişiyi net olarak dinlendiremez”
    dedi. Gündüz uzun süreli uyunmamalıdır. Eğer karşı konulamaz şekilde uyku
    gelirse günde bir kez ve 20 dakikadan az süreyle uyunmalıdır, bu tazelenme
    yapar. Daha uzun süren uykular sersemlik oluşturabilir. Gündüz saat üçten sonra
    şekerleme yapılmamalıdır.” diye konuştu.
  • Yatma
    saatine yakın egzersiz yapmayın:
     Yorulmayan veya
    egzersiz yapmayan kimseler geceleri uykuya dalmada güçlük yaşayabiliyor.
    Düzenli egzersiz ise insanların daha iyi uyumasını sağlıyor. Ancak egzersiz
    yapmak için en iyi zamanı tespit etmek gerekiyor. Yatma vakti ile egzersiz
    arasında en az iki saat bırakılması ve egzersizin öğleden sonra ya da akşam
    erken saatlerde yapılması gerekiyor. Sabah çok erken saatlerde yapılan spor da
    uygun değil.
  • Uyku
    hijyenini sağlayın: 
    Yatak odasının ısısından,
    kullanılan ışığa kadar birçok ayrıntının uyku hijyenini bozacağı için uyumayı
    zorlaştıracağını anlatan Doç. Dr. Örmeci şu bilgileri verdi: “Yatak odası
    mümkün olduğunca sessiz olmalı, ışık gözler kapalı olsa da fark edilir ve
    uykuyu bozabilir, bu nedenle yatak odasının perdeleri kalın ve ışık geçirmez
    olmalı, televizyon ya da bilgisayar bulundurulmamalıdır. Cep telefonları
    yatakta kullanılmamalıdır.”
  • Uykunun
    gelmesini yatakta beklemeyin:
     Uykuyu beklerken
    yatakta uzun süre kalınması uyumayı zorlaştırıyor. Bu nedenle sadece uyku
    geldiğinde yatağa girilmeli. Eğer 20 dakika içinde uykuya dalınamazsa yataktan
    çıkılmalı ve heyecanlı olmayan bir kitap okumak, sakin bir müzik dinlemek gibi
    pasif bir aktivite yapılarak uykunun gelmesi yatak dışında beklenmeli.
  • Yatmadan
    önce yediklerinize dikkat edin:
     Yatağa hem çok aç
    gidilmemesi hem de yatma vaktine yakın saatlerde ağır yemeklerin yenmemesi
    gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Örmeci şunları ekledi: “Uyumak istediğiniz
    saatten en az 3 saat önce yeme bırakılmalıdır ve akşamları hafif şeyler
    yenmelidir. Uyuyamadığınızda oyalanmak için bir şeyler yenmemelidir. Ek olarak
    akşam saatlerinde uyku kalitesini bozacak yiyecek ve içeceklerden (mide
    ekşimesi veya gaz yapan yiyecekler, çay, kahve, enerji içecekleri gibi uyku
    kaçıran maddeler barındıran içeceklerden) uzak durulmalıdır.”


Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

YAZARLAR

35.2° / 19.1°