UZMANDAN UYARI: ALERJİK VAKALAR DÜNYA ÇAPINDA ARTIŞTA!
Manşet Haber 10.11.2022 09:36:08 0

UZMANDAN UYARI: ALERJİK VAKALAR DÜNYA ÇAPINDA ARTIŞTA!

UZMANDAN UYARI: ALERJİK VAKALAR DÜNYA ÇAPINDA ARTIŞTA!






Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte gribal semptomlar ve alerji semptomları birbirine karışmış durumda. Özellikle gribal enfeksiyonların alerjik reaksiyonları tetiklediğine dikkat çeken Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Üyesi (AID) Doç. Dr. Murat Cansever, “Kış aylarında artan viral enfeksiyonlar ve hava kirliliği astım ve alerjik nezle gibi hastalığı olan çocuklar için büyük risk taşıyor. Kış aylarında tüm dünyada artan viral enfeksiyonlar, alerjik hastalıkları tetikleyerek görülme sıklığını artırıyor. Enfeksiyonlar dışında, ev içi alerjenler ve artan hava kirliliği de solunum yolu mukozasını bozarak alerjik semptomları ve astım ataklarını tetiklediği için bu mevsimde daha dikkatli olunmalı” dedi.





Kış mevsimiyle birlikte ortaya çıkan alerjik yakınmaların birçok nedeni var kuşkusuz. Artan hava kirliliği, kapalı alan kullanımının artışı ve doğal olarak ev içi alerjenlere daha fazla maruz kalınması, gribal enfeksiyonların artması gibi birçok neden kış alerjilerinin en büyük tetikleyicileri arasında gösteriliyor. Alerjik hastalıkların, dünya çapında giderek sıklığı artan kronik hastalıklardan biri olduğuna dikkat çeken Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Üyesi (AID) Doç. Dr. Murat Canseveralerjik hastalıkların günümüzdeki artışının sadece genetik faktörler ile açıklanamadığını, gelişen dünyada endüstrileşme ile başlayan yaşam şartlarında değişme, beslenme alışkanlıklarının değişmesi, kentsel yaşam oranının artması, ev dışı ve içi ortamın kirliliğinin artması, sık antibiyotik kullanımı ve sigara maruziyeti gibi çok farklı nedenlerin alerjik hastalıkları tetiklediğini söyledi. Özellikle kış alerjilerine dikkat edilmesi gerektiğine dikkat çeken Doç. Dr. Murat Cansever, konuyla ilgili şunları anlattı:





MARDİN DEVLET HASTANESİ'NDE ÇOCUK ALERJİ VE İMMÜNOLOJİ UZMANI MURAT CANSEVER HASTA KABULÜNE BAŞLADI. (MİHDİ AYDOĞAN/MARDİN-İHA)
Mardin Devlet Hastanesi'nde çocuk alerji ve immünoloji uzmanı Murat Cansever hasta kabulüne başladı.




“Kış alerjilerinin çoğunluğu iç ortamlardadır. İnsanlar özellikle yeterli havalandırma yapılmayan iç ortamlarda daha fazla süre vakit geçirdikleri için kış alerjilerine bağlı semptomlarla karşılaşmaları daha yüksektir. Kış alerjilerinin en sık nedenleri ev tozları, ev tozu akarları, küf sporları, böcek dışkıları ve kabuklarıdır. Soğuk hava ve nem ile özellikle ev içi atmosferinde solunan havadaki artan küf, ev tozu akarı gibi alerjenler, iç ortam ısısını ve neminin artmasını çok sever ve hızla çoğalırlar. Buna bağlı olarak kişide hem cilt hem de solunum yolu alerjileri gelişebilir. Kış aylarında atmosferin hava ısısının ciddi azalması ile birlikte soğuk havaya temas sonrası ciltte halk arasında kurdeşen olarak bilinen ürtiker şeklinde cilt alerjisi gelişir. Ayrıca astım ve alerjik nezle olan hastaların; soğuk havanın solunum yolunu olumsuz etkileyip hasar oluşturması sonrası bu hastalıklara bağlı semptomları artabilir.”





“EV İÇİ ALERJENLER ASTIM ATAKLARINI TETİKLEYEBİLİR”





Ayrıca kış aylarında artan viral enfeksiyonlar ve hava kirliliğinin astım, alerjik nezle gibi alerjik hastalığı olan çocuklar için risk faktörü oluşturduğunu da söyleyen Cansever, “Kış aylarında tüm dünyada bu viral enfeksiyonlar çok sık görülür. Hızla bulaşıcı özelliği olan bu enfeksiyonlar alerjik hastalıkların semptomlarını artırabilir. Enfeksiyonlar dışında, ev içi alerjenler, artan hava kirliliği solunum yolu mukozasını bozarak alerji semptomlarını ve astım ataklarını tetikleyebilir” diye konuştu. Tüm bu durumların kişinin; günlük sosyal yaşamında, iş hayatında ve çocuk hastalarda okul serüveninde ciddi şekilde yaşam kalitesini bozduğuna dikkat çeken Cansever,  bu atakların iş gücü kaybı, çocuklarda eğitim aksaması, okul başarısında düşme gibi zorlukları da beraberinde getirdiğini belirtti.





SOĞUK ALERJİSİNDE ANAFLAKSİYE DİKKAT!





Kışın sıklıkla görülen soğuk alerjisinin nadir de olsa anafilaksiye yol açarak yaşamı tehdit edebileceğini söyleyen Doç. Dr. Cansever, “Daha önce yaşanmış anafilaksi öyküsü olan hastalarda epinefrin hazır enjektör bulundurulması ve bu enjektörün doğru kullanımının çok iyi bilinmesi gereklidir. Bununla birlikte nadir de olsa anafilaksi gibi hayatı tehdit eden olayları en aza indirmenin yolu soğuk alerjisi olan bireylerin soğuktan ve soğuk sudan uzak durmasıdır. Soğuk alerjisi olan bireylerin kış aylarında kalın giyinmesi ve soğuğa maruz kalınan süreyi azaltması gerekmektedir” dedi.  





ALERJİ VE GRİBAL ENFEKSİYONU NASIL AYIRIRIZ?





Soğuk alerjileri kışın sık görülen gribal enfeksiyonlarla benzer semptomlar da gösterebiliyor. Peki nasıl ayırt edileceğiz? O konuda da Doç. Dr. Murat Cansever şunları söylüyor: 





“Kış alerjileri semptomları ve soğuk algınlığı semptomları birbirine çok benzerdir ve ayırt etmek zordur. Alerji herhangi bir yaşta gelişebileceği gibi yıllarca semptom olmaksızın aynı evde aynı maddelerle alerji olmadan yaşamak söz konusu olabilir. Daha önce hiç alerjisi olmayan bir bireyin tüm semptomlarını mutlak soğuk algınlığına bağlamak yanlıştır. Bireyde yeni gelişmiş olabilecek alerjiler asla unutulmamalıdır. Bu iki klinik durumu ayırt ederken; semptomların birkaç haftadan uzun sürmesi daha çok alerji lehine bir durumdur, aniden ortaya çıkan semptomlar daha önceden alerjisi olmayan bireylerde sıklıkla soğuk algınlığı ile ilgilidir. Ayrıca soğuk algınlığında ateş eşlik edebilirken, alerjik hastalıklarda ateş olmaz. Soğuk algınlığında olan ağrı ve vücut kırgınlığı, alerjik hastalıklarda tipik olarak görülmez. Soğuk algınlığı olan hastalarda boğaz ağrısı daha sık eşlik ederken alerjik hastalıklarda daha nadir görülmektedir.”





Kış aylarında görülme sıklığı artan grip, nezle, farenjit gibi viral solunum yolu enfeksiyonlarının özellikle astım hastalarını olumsuz etkileyip astım kontrolünü bozabileceğini de söyleyen Cansever şöyle devam etti: “Bu nedenle astım ve alerjik nezle hastalarında kışın olumsuz etkilenmeyi azaltmak amaçlı uygun mevsimde grip aşısı yapılması faydalı olacaktır. Bu aşının yapılmasının en azından influenza virüslerine bağlı gelişen astım ataklarını önleyebileceği bilinmektedir.”





YIKANABİLEN MASKELER ASTIMI TETİKLEYEBİLİR!





Çocuklarda maske kullanımı konusunda aklında soru işaretleri bulunan aileler için de önemli bilgiler veren Cansever, “Maske iki yaşın üzerinde özel sağlık sorunu olmayan çocuklarda kullanılabilir. Solunum yolları küçük olması nedeniyle nefes almakta oluşabilecek güçlük nedeniyle 2 yaş altı çocuklarda maske takılmaması önerilir. Maske seçiminde yüze tam oturan, burnu ve ağzı tam kapatan TSE onaylı ürünler tercih edilmelidir. Bu ürünlerin alerji riski düşük, lateks, paraben, naylon gibi maddeler içermeyen özellikte olması önemlidir” dedi. Maske takmanın astımı tetiklediğini gösteren bilimsel çalışma olmadığının da altını çizen Doç. Dr. Murat Cansever, “Şu ana kadar yapılan bilimsel çalışmalar astım atağında olmayan, astım semptomları kontrol altında olan hastalarda maske kullanımının herhangi bir sorun oluşturmadığını ve astımı tetiklemediğini gösterdi. Ancak bez maske kullanımında, maskenin parfümlü deterjan veya yumuşatıcı ile yıkanması sonucu astım hastalığı tetiklenebilir.





KİMLER RİSK ALTINDA? HANGİ ÖNLEMLER ALINMALI?





  • Kış aylarında özellikle daha önceden bilinen astım, alerjik nezle, egzama, kronik ürtiker (kurdeşen) gibi hastalıkları olan bireyler,
  • Yaşadığı dış ortam ısısı olağan kış ayları ortalama hava sıcaklığının çok daha altında olan ve iç ortam neminin çok fazla arttığı bölgelerde yaşayan bireyler,
  • Yaşanılan bölgede artmış endüstriyel alt yapıya bağlı oluşabilecek hava kirliliğinin artışı ve bu bölgelerde yaşayanlar,
  • Kış aylarında nemin artması sonrası artan ev tozu akarları, her çeşit kumaş türünde yaşayabilmektedir. Sıklıkla yün yastık, yorgan ve yatakta, kadife perdeler gibi alanlarda yüksek oranda bulunurlar. Bu kumaşları kullananlar da risk altında.
  • Kullanılan yatak, yastık ve yorgan yün/kuştüyü olmamalı ve mümkünse akar geçirmeyen tıbbi özel kılıflarla kaplanmalı. Mümkünse halılar kaldırılmalı, değilse büyük bir halı yerine küçük ince bir kilim kullanılmalı. Kalın perdeler yerine stor veya tül perde tercih edilmeli.
  • Yaşanılan odada mümkün oldukça az eşya bulundurup kitap ve oyuncak gibi eşyalar kapalı dolaplarda saklanmalı.
  • Akarların çok yoğun olarak yaşayabileceği tüylü ve peluşlu oyuncaklar uzaklaştırılmalı.
  • Her hafta en az bir defa HEPA filtreli veya yüksek vakumlu elektrik süpürgesi ile tüm oda temizlenmeli.
  • Alerjik hastalığı olan bireyler, kış aylarında diğer mevsimlere oranla daha fazla artan hava kirliliği olan ortamlardan uzak durmalı, kalabalık ve havalandırması olmayan kapalı ortamlarda uzun süre bulunmamalı. 
  • Sigara maruziyetinden uzak durulmalı
  • Soğuk havanın solunum yollarını etkilememesi için ağız, burun ve göz gibi organlar iyi korunmalı
  • Soğuk alerjisi olan bireylerin kış aylarında kalın giyinmesi ve soğuğa maruz kalınan süreyi azaltması gerekir.
  • Alerjik hastalar, hava kirliğinin yoğun olduğu ortamlardan uzak durmalı, kreş/okul gibi genel ortamlarda hijyen kurallarına dikkat etmeli ve sık sık eller yıkanmalıdır.


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°