Vali Coştu: En az 4 üniversite olmalı
Manşet Haber 31.10.2012 16:02:50 0

Vali Coştu: En az 4 üniversite olmalı

Vali Coştu: En az 4 üniversite olmalı

Adana(Ulus)-- Vali Hüseyin Avni Coş, Çukurova Üniversitesi’nin 2012-2013 Eğitim-Öğretim yılına başlaması nedeniyle düzenlenen törende, Adana’da üniversite sayısının yetersiz olduğunu belirterek, Adana’da en az 4 üniversite olması gerektiğini söyledi.
Mithat Özsan Amfi Salonu'nda düzenlenen törene Vali Hüseyin Avni Coş, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zihni Aldırmaz, Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Sabri Beytorun, kamu ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri, dekanlar, öğretim görevlileri ve öğrenciler katıldı.
ÜNİVERSİTEDE 45 BİN ÖĞRENCİ VAR
Törenin açılış konuşmasını yapan Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar '2012-2013 eğitim öğretim yılında öğrenci sayımız 11 bin 781'i ön lisans, 29 bin 342'si lisans ve 4 bin 506'sı ise lisansüstü öğrencisi olmak üzere toplam 45 bin 629'a ulaşmıştır. Lisansüstü eğitim almakta olan öğrencilerimizin toplam öğrencilerimize oranı yüzde 10'dur. Akademik kadromuzu, fiziki ve teknolojik altyapımızı dikkate aldığımızda bu oranın yüzde 20'lere ulaşmasını hedeflemekteyiz. Ayrıca, üniversitemizde 140'ı lisans, 133'ü lisansüstü eğitim alan 273 yabancı uyruklu öğrencimiz bulunmaktadır' dedi.
VALİ ATATÜRK’ÜN SÖZÜNÜ HATIRLATTI
Vali Hüseyin Avni Coş ise, Adana'daki üniversitelerin sayısının ve niteliğinin arttırılması gerektiğini belirterek, 'Bu konuda hiçbir ön şart ileri sürmeden işbirliği yapmamız gerekir' dedi.
Vali Coş, Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir' sözünü hatırlatarak, 'Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu sözüyle üniversiteleri topluma rehberlik etmesi gereken kuruluşlar olduğuna işaret etmiştir. Bilimin bilgi kaynağı olan üniversitelerin, toplumun gelişmesinin, değişmesinin sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesi konusunda büyük sorumlulukları bulunmaktadır. Bu anlamda Çukurova bölgemizin, Adanamızın sağlıklı gelişmesi ve mevcut potansiyelin en iyi değerlendirilmesi açısından, üniversitemizin toplumumuza, ilimize ve bölgemize daha çok önderlik ve rehberlik etmesi gerektiğine inanıyorum. Üniversite ile kent işbirliğini daha da güçlendirmemiz gerekiyor. Üniversite ile sektör işbirliğini sağlamalıyız. İhtiyaç duyulan her konuda Valiliğimiz, üniversitemizin yanında ve hizmetindedir. Her türlü işbirliğine açık olacaktır ve üniversitemizin her türlü çalışmasına destek verecektir' dedi.
EN AZ 4 ÜNİVERSİTEMİZ OLMALI
Vali Coş, Adana'daki üniversite sayısının yetersiz olduğunu, Türkiye nüfusunun yüzde 2,5'unu barından Adana'da basit bir matematiksel hesaplamayla birlikte en az dört üniversite olması gerektiğini belirterek, 'Adana'da hem üniversite sayısının artışını, hem de mevcut üniversitelerin kapasitesini niteliğini arttırmak durumundayız. Bu konuda atılan her adımı Adana'nın bütün fertleri, bütün sivil toplum kuruluşları, bütün yerel yönetimleri desteklemek mecburiyetindedir. Bu konuda hiçbir ön şart ileri sürmeden işbirliği yapmamız gerekmektedir. Adana'nın bir üniversite kenti olması için gerekli potansiyeli mevcuttur. Bunun için yapılması gereken tek şey bu potansiyeli aktif hale getirmektir' dedi.
Yapılan konuşmaların ardından, kısa bir müzik dinletisi sunuldu. Daha sonra ise Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde uzun yıllar çeşitli akademik görevlerde bulunan Prof. Dr. Ural Akbulut tarafından Çukurova Üniversitesi'nin 2012-2013 Eğitim-Öğretim yılına başlaması dolayısıyla 'Açılış Dersi' verildi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°