Vali : Hizmet ve yaşam kalitesi yüksek yıl diledi
Manşet Haber 31.12.2012 12:48:08 0

Vali : Hizmet ve yaşam kalitesi yüksek yıl diledi

Vali : Hizmet ve yaşam kalitesi yüksek yıl diledi

vali_cosAdana(Ulus)--Vali Hüseyin Avni Coş, 2013 yılının Adana ve Adanalılar için hizmet ve yaşam kalitesinin daha da yükseldiği bir yıl olacağına yürekten inandığını söyledi.

Vali Coş, yeni yıl mesajında şöyle dedi:

Hep birlikte, mutlulukları, sevinçleri, acıları ve üzüntüleri ile bir yılı daha geride bırakıyor, ümitlerin taptaze ve canlı olduğu, milletçe birlik ve beraberlik içerisinde, birbirimize kenetlenmiş, daha güçlü bir ülke olarak yeni bir yıla merhaba diyoruz.

Yeşeren umut ve heyecanlarımızla girmek üzere olduğumuz 2013 yılının acıları, sıkıntıları, dargınlıkları ve kırgınlıkları geride bırakıp, birlik ve beraberliğimizi koruyarak, milletimizin bir arada yaşama arzusunun zirveye ulaştığı, sosyal dayanışma duygularımızın pekiştiği, terörden şiddetten uzak, insanların barış içinde yaşadığı, huzurlu, bereketli, aydınlık bir geleceği bir arada kucaklama arzusunun tazelendiği bir yıl olmasını umuyorum.

Tamamladığımız 2012 yılında, kamu hizmetlerinde verimliliği artırarak kaynak israfını azaltarak yatırımların süresi içerisinde tamamlanmasını, İlimizin öncelikli ve önemli sorunlarının tespitini yaparak siz saygıdeğer vatandaşlarımın günlük hayatını kolaylaştıracak her alanda çözümler geliştirmeye çalıştık. Ekonomik, sosyal ve kültürel yönlerde İlimizin gelişimi için halkımızla işbirliği halinde olduk. Üretim ve istihdama katkı sağlayan yatırımcıların önündeki engellerin kaldırılması için azami gayret gösterdik. Sağlık sektöründe önemli gelişmeler oldu. Eğitim öğretimde 4+4+4 eğitim sistemi hiçbir sorun yaşanmadan hayata geçirildi. İlimizde eğitim çıtasının yükselmesiyle, yabancı öğrencilerin sayısında azımsanmayacak artışlar görüldü. Ceyhan Enerji İhtisas ve Endüstri Bölgesi’nin faaliyete geçirilmesi için Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın öncülüğünde ve Valiliğimizin koordinesinde planlama ve altyapı çalışmalarında büyük mesafeler alındı. Usulsüzlük ve yolsuzlukla mücadele her alanda etkinleştirilerek kanun ve nizam hâkimiyeti daha üst seviyeye çıkarıldı.

Bu istikamette, büyük projeler ve yüksek hedeflerle 2013 yılında da her sektörde altyapı hizmetlerinin hızla tamamlanarak yerli ve yabancı yatırımcıların cazibe merkezi haline gelmesi için, doğal zenginliğimizle, üretken ve çalışkan insan potansiyelimizle Türkiye’nin en büyük marka kentlerinden biri olan ve imajı sürekli yükselen Adana’mızın  ‘Yatırımlar Kenti, Güvenli ve Yaşanabilir Bir Kent’ imajının daha geliştirilmesi yönünde, bütün kurumlarımızla sivil toplum kuruluşlarımızla zamanımızı ve enerjimizi var gücümüzle kullanacağız.

Bu duygu ve düşüncelerle 2013 yılının Adana ve Adanalılar için hizmet ve yaşam kalitesinin daha da yükseldiği bir yıl olacağına yürekten inanıyor, Aziz Milletimiz,  Ülkemiz ve tüm insanlık için hayallerin ve umutların gerçeğe dönüştüğü, barış, esenlik, huzur, mutluluk ve başarı dolu bir yıl olmasını temenni ediyorum.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°