VALİ SÜLEYMAN ELBAN GÖREVİNE BAŞLADI
Manşet Haber 20.06.2020 09:40:06 0

VALİ SÜLEYMAN ELBAN GÖREVİNE BAŞLADI

VALİ SÜLEYMAN ELBAN GÖREVİNE BAŞLADI






Ağrı Valisi olarak görev yaparken Adana Valisi olarak atanan Süleyman Elban, Adana’daki görevine başladı.





Elban Valilik binası önünde; vali yardımcıları, kaymakamlar, kamu kurum ve kuruluşlarının amirlerinden oluşan il protokol üyeleri ile Valilik personeli tarafından karşılandı. Karşılama mangasını selamlayan Vali Elban, karşılama töreni sonrasında yeni görevine başlaması nedeniyle yaptığı konuşmada, “Tarihi çok eski dönemlere dayanan kadim bir şehir olan ve Türkiye’nin nüfus ve ekonomi bakımından en büyük şehirlerinden biri olan Adana’da göreve başlamaktan memnuniyet duyuyorum.”dedi.









Vali Süleyman Elban şöyle konuştu:





“Adana’mızı eğitim, sağlık, tarım, kültür, ekonomi, altyapı ve tüm alanlarda bulunduğu noktadan daha ileriye taşımak için göreve başladığım bugünden görevi bırakacağım güne kadar elimizden geldiğince gayret sarf edeceğiz. Hizmetlerimiz ve insanımızın ihtiyaçlarını gidermemiz açısından görevi bıraktığımız gün belli bir mesafe kaydetmiş olacağımızı temenni ediyorum. Biz buraya hizmet etmeye geldik. İşimiz gücümüz insanımız ve Adana’mız olacak. Görevde bulunduğumuz süre boyunca hizmet etmeye çalışacağız.”





YENİ VALİ SÜLEYMAN ELBAN





6 Haziran 1969 tarihinde Kırşehir’de doğdu. İlköğrenimini Almanya ve Kırşehir, ortaöğrenimini ise Kırşehir’de tamamladı. 1992 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünde mezun oldu.





Abant İzzet Baysal Üniversitesinde araştırma görevlisi, Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığı Uzman yardımcılığı görevlerinde bulunduktan sonra 1994 yılında Eskişehir Kaymakam adayı olarak mülki idare amirliği mesleğine başladı.









1995-1996 yıllarında sekiz ay süre ile dil ve kamu yönetimi eğitimi için İngiltere’de bulundu. Edirne-Havsa Kaymakam Vekilliği, Samsun-Yakakent ve Elazığ-Karakoçan Kaymakamlığı görevlerinin ardından 2003 yılında Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü şube müdürlüğüneatandı.





Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünde Daire Başkanlığı ve Genel Müdür Yardımcılığı görev yaptı.





İlki 2003 Yılında Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Mahalli İdareler alanında, diğeri de 2008 Yılında Portsmouth Üniversitesinde (İngiltere) Kamu Yönetimi ve Avrupa Birliği alanında PPP konulu olmak üzere iki adet yüksek lisans çalışması bulunmaktadır.





Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünde görev yaptığı 13 yıl boyunca mahalli idareler reformu kapsamında hazırlanan kanunlar ile diğer ikincil ve alt düzenlemelerin çalışmalarında yer aldı. Mahalli idareler alanında düzenlenen birçok eğitim faaliyetinde eğitimci olarak görev almıştır. Bu alanda yayımlanmış çeşitli makaleleri bulunmaktadır.





Ayrıca;





  1. Belediye Gelirleri Kanunu (Ağustos 2012),
  2. Belediye Kanunu Uygulamaları (Mart 2013),
  3. Soru ve Cevaplarla Belediye Mevzuatı Altın Rehberi (Ekim 2014) ve
  4. Soru ve Cevap Mahalli İdarelerin Gelir ve Harcamaları (Mayıs 2015)




adıyla yayınlanmış dört tane kitabı bulunmaktadır.





Evli ve iki çocuk babası olup iyi derecede İngilizce bilmektedir.





Bakanlar Kurulu’nun 30.05.2016 tarihli ve 2016/8864 sayılı Kararnamesi ile Bilecik Valisi olarak görev yapmıştır.





Bakanlar Kurulu’nun 13.06.2017 tarihli ve 2017/10458 sayılı Kararnamesi ile Ağrı Valisi olarak atanmıştır.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°