Valilik konağı satışını CHP ve MHP reddetti
Manşet Haber 6.09.2012 00:00:52 0

Valilik konağı satışını CHP ve MHP reddetti

Valilik konağı satışını CHP ve MHP reddetti

Adana Vali Konağı’nın satılarak yerine Çukurova İlçesi’nde yeni bir konağın yapılmasına yönelik Valilikten gelen teklif il genel meclisinde CHP ve MHP'li üyelerin oyları ile reddedildi.

Komisyonlardan gelen rapora göre, Vali Konağı’nın satılmasına karşı çıkılıp yeni bir konak yapılacak ise bunun da genel bütçeden sağlanan para ile yapılması yönünde karar meclisin önüne getirildi. İşte bu noktada mecliste tartışma yaşandı. Ak Partili üyeler ise komisyonun mevcut Vali Konağı’nın yerinin ne olacağına karar vermediğini belirterek muhalefet gibi düşünmediklerini belirtti. Komisyon başkanı ise kendilerine gelen teklifte mevcut yerin ne olacağının değil, satılıp yerine bu para ile konak yaptırılması teklifinin geldiğini söylediler.

Ak Parti adına söz alan Vedat Gündoğan, yerin satılmayacak ise ne olacağını sorunca MHP’li Mustafa Halaçoğlu, köy yollarının yapılmasının Vali Konağı yapılmasından daha öncelikli olduğunu belirtti. Binaların şık olması ile marka şehirlerin yaratılamayacağını kaydedip asıl marka şehirlerin halkının refah düzeyi yüksek olan şehirler olduğunu söyledi. Ak Partili Ramazan Saygılı ise marka şehirlere vurgu yaparak yeni konağın yapılmasından yana olduklarını söyledi.

MHP’li Aytan Köylü, halen Vali Konağı’nın MİA alanı içinde olduğunu, idarenin burasının 14 milyon liraya satışını kararlaştırıp önlerine getirmesi ile alıcısının da hazır olduğu kanaatinin kendilerinde oluştuğunun altını çizdi. CHP’li Ali Dinigüzel ve Ahmet Baştagül ise teknik hatalarla dolu bir teklifin önlerinde olduğunu belirtip ‘Diyelim ki burasını sattık. Vali Bey kiraya mı çıkacak? Yaparsınız genel bütçeden bir Vali Konağı, orayı da daha sonra satarsınız veya başka bir yer yaparsınız. Olur, biter’ dediler.

Ak Partili Mustafa Çalışkan, Kredi ve Yurtlar Kurumu’na tahsisli Ankara’daki öğrenci yurdundan kurumu çıkardıktan sonra binanın atıl kaldığını ve satılmamakla da devletin zarara uğradığı örneğini vererek Adana’ya Vali Konağı’nın zorunlu olduğunu söyledi. Yapılan oylamada 23 satılsın oyuna karşılık 30 ret oyu ile gündem maddesi ret oldu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°