Valimizi yanılttılar
Manşet Haber 2.11.2012 13:52:42 0

Valimizi yanılttılar

Valimizi yanılttılar

Adana Diş Hekimleri Odası Başkanı Hasan Yaman, 'Fatma-Kemal Timuçin Kalp Merkezi'nin, 'Diş Hastanesi'ne dönüştürülmesine karşı olduklarını belirterek, “Bu konuda Vali Hüseyin Avni Coş’un da yanıltıldığını düşünüyorum” dedi.

SOSYAL DEVLEKT İLKESİ NERERDE?
Söz konusu hastanenin yoksul kesimlerin yoğun olarak yaşadığı bölgeye kurulması gerektiğini belirten Yaman, “Bu hastanenin kurulması 100-150 meslektaşımızın muayenehanesinin kapanmasına neden olacak. Bir işi yaparken diğerini yıkıyorsanız burada sosyal devlet ilkesinden söz edilemez” diye konuştu.

DEVLETİN PARASI HEBA EDİLECEK
Fatma-Kemal Timuçin Kalp Merkezinin, 'Diş Hastanesine dönüştürülmek istenmesiyle ilgili odalarının görüşlerine başvurulmadığını söyleyen Yaman, ” Bizim 580 üyemiz var. Ağız ve diş sağlığı konusunda yetkiliyiz ve bu işi biliyoruz ama görüşlerimiz alınmıyor. Bu iş devletin parasını heba edecek” dedi.

Genelde ekonomik durumu iyi olmayan, sosyal güvenceden yoksun halk kesimlerinin yoğun olarak yaşadığı bölgelere böyle bir hastane kurulmasının doğru olacağını ifade eden Yaman, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eğir yoksul bir semte bu hastane açılmış olsa, şehir merkezinde serbest çalışan meslektaşlarımız bundan etkilenmezdi. Şimdi bu hastaneyi kursunlar, en az 100 meslektaşımız muayenehanesine kilit vuracak. Biz sosyal devletin gereğinin yerine getirilmesini istiyoruz. Biz lojman yardımıydı, kira yardımıyla bunlardan yararlanmıyoruz. Kira ödüyor, devlete vergi ödüyoruz. Bu şekilde ayakta kalma mücadelesi verirken, bir kararla 100 meslektaşımızı çaresizliğin kucağına atacaklar.
Eski Vali İlhan Atış döneminde bu konu ona yönetim kurulumuzca anlatılmıştı. Vali Atış, bizleri haklı bulmuştu ve bu Fatma-Kemal Timuçin Kalp Merkezinin, Diş Hastanesi'ne dönüştürülmek istenmesine karşı çıkmıştı. Atış gitti Hüseyin Avni Coş geldi. Kendisi diş hastanesi konusunda bizim düşüncelerimizin karşısında. Sayın valimizi yanlış yönlendirdiklerini düşünüyoruz. Bu işin yapılması yüzünden devlet imkanları çarçur edilecek. Yanlışlık anlaşıldığında ise iş işten geçmiş olacak.

Şu anda Seyhan ve Çukurova'da yaklaşık 350 serbest çalışan diş hekimi var. Bunların 100-150 tanesi muayenehanesini kapatmak zorunda kalacak.”(Kaynak: Çukurova Press)

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°