Manşet Haber 10.04.2020 15:02:16 0

'VETERİNER HEKİMLER YASAYA DAHİL EDİLMELİ'

'VETERİNER HEKİMLER YASAYA DAHİL EDİLMELİ'


Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köy İşleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, kamu sağlığı için özveriyle çalışan veteriner hekimlerin de Meclis'te görüşülen Sağlıkta Şiddet Yasası'na dahil edilmesini istedi. Veteriner hekimlerin hayvan sağlığıyla birlikte halk sağlığı için çok önemli görevler üstlendiğine dikkat çeken Barut, 'Sağlık sınıfında olan, kamu sağlığı için özveri ile çalışan veteriner hekimlerimizin de 'Sağlıkta Şiddet Yasası'na dahil edilmesi gerekmektedir' dedi.





Dünyanın her yerinde doktor, veteriner hekim, diş hekimi ve
eczacıların sağlık sınıfında yer aldığına dikkat çeken Ayhan Barut,
'Dünyada olduğu gibi ülkemizde de veteriner hekimlerin verdiği sağlık
hizmeti, sadece hayvan sağlığı ve refahına yönelik değildir. Aynı zamanda
veteriner hekimler, hayvandan insana geçebilen zoonotik hastalıklara karşı halk
sağlığını, çevre sağlığını koruyarak, sağlıklı hayvansal gıdanın çiftlikten
sofraya kadar her aşamasından sorumludur. Bu yüzden tüm veteriner hekimler halk
sağlığı adına kamu sağlığı hizmeti veren bir meslek grubunun üyeleridir. Bu
gerçeği kimse gözardı edemez' diye konuştu.

Kamu sağlığı için mücadele eden veteriner
hekimlerin çabalarının her türlü takdiri hak ettiğini ifade eden CHP Adana
Milletvekili Ayhan Barut, şunları kaydetti:

'Tüm dünyada bu pandeminin etkileri üzerine yine
veteriner hekimler, beşeri hekimler ile sağlık sınıfı olarak birlikte
çalışmaktadırlar. Ülkemizde halk sağlığını korumak adına sağlık hizmeti veren
veteriner hekimler, kamu sağlığı için aşılama yaparken, mezbahada et muayenesi
sırasında, gıda işletmelerinde, sahada, muayenehanede, ahırda, belediyelerde ve
benzeri yerlerde hizmet verirken sık sık şiddete uğramaktadırlar. Veteriner
hekimlerin hastaları hayvan olarak değerlendirilse de veteriner hekimler
insanla doğrudan teması gerektiren bir sağlık hizmeti vermektedir. Bu da
veteriner hekimleri çeşitli derecede şiddet kurbanı yapmaktadır. Halk sağlığı
adına özveri ile sağlık hizmetini yürütmeye çalışan veteriner hekimlerimize de
giderek artan şiddetin önlenebilmesi için yasaya dahil edilmesi veteriner
hekimlerimizi koruyacak ve şiddet uygulamaya karşı meyilli insanlara karşı
caydırıcı etki gösterecektir. Sağlık sınıfında olan, kamu sağlığı için özveri
ile çalışan veteriner hekimlerimizin de tüm bu nedenlerle 'Sağlıkta Şiddet
Yasası'na dahil edilmesi gerekmektedir. Bunun için herkesi sorumluluk
duygusuyla harekete geçmeye, veteriner hekimlerimizin sesini duymaya
çağırıyoruz.'



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°