Yabancılardan Bozkurt İşareti
Manşet Haber 8.02.2014 22:23:01 0

Yabancılardan Bozkurt İşareti

Yabancılardan Bozkurt İşareti

akbas_bozkurt_isaretiMilliyetçi Hareket Partisi Çukurova Belediye Başkan Adayı Ali Uğur Akbaş, esnaf gezisi sırasında gördüğü yabancılarında elini sıkarak onlara partisinin simgesi olan“Bozkurt “ işareti yaptırdı.

Meclis üyesi aday adayı Ayça Katlav aracılığıyla yabancılara seslenip “Sizde bu işaretimizi yapın” diyen Akbaş, “İlginize teşekkür ederim ve her zaman sizleri ilçemizde görmek isterim.”dedi

Nişantaşı Kafeteryada vatandaşlarla sohbet eden MHP Adayı Ali Uğur Akbaş, yabancıların bulunduğu masaya giderek onlarla sohbet etti. Akbaş sohbet sırasında yabancılardan  “Misafirlerimizi seviyoruz. Hepimiz arkadaşız, kardeşiz. Ülkemize ve ilçemize hoş geldiniz. Her zaman bekleriz.”şeklinde konuştu.

Yabancı konuklarla Meclis üyesi aday adayı Ayça Katlav ile iletişim kuran Ali Uğur Akbaş, onlardan bir de istekte bulundu. Akbaş, “Sizlerden partimizin işaret simgesi olan Bozkurt işareti yapmanızı rica ediyorum. Beni kırmazsanız sevinirim” diyerek onlara “Bozkurt” işareti yaptırdı. Kendisini kırmayan yabancı konuklara ise “ Ben bu güzel ilçenin belediye başkan adayıyım. Umarım ve dilerim ki, Adana’ya ve ilçemize her zaman gelirsiniz. Sizleri her zaman burada  görmekten ve ağırlamaktan mutluluk duyarız. Ayrıca beni kırmayıp partimizin simgesi olan işaretimizi yaptığınız için teşekkür ederim.”şeklinde konuştu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°