Yalan söylemek, ya da yalanı meslek edinmenin adı olan yalancılığın insan hayatında avantajı olur mu? Olmaz gibi geliyor, hatta olmamalı. Ama gerçek o değil, galiba.

Yalancılık ve yalan söylemek bir yere gelebilmek için, son yılların en büyük avantajı. Ama bir şartla.    Yalan söyleyen aynı zamanda utanmaz ve sadece insanlara has olan utanma duygusundan mahrum olacak. Başlangıçta mahrum değilse bile, özellikle politikaya atıldıktan sonra, utanmamayı bir beceri ve sanat haline getirecek. Hem de pespayelik derecesinde. Başta eşi, dostu, çocukları, en yakın akrabaları ve arkadaşları olmak üzere hiç kimseden utanmayacak. Yalan söylediği yüzüne vurulduğunda, ya hiç bir şey olmamış gibi davranacak, ya da pişkince sırıtacak.

Diyeceksiniz ki, “Taktın bu Boğaziçi’ne”. Hayır, takmadım. Ama hiçbir şey olmamış gibi de duramıyor insan.

Boğaziçi bir kara propagandanın içinde.  Güya, öğrenciler diyorlarmış ki, 'Hocalar bizi zoom üzerinden dolduruyor, saatlerce iknaya çalışıyor, eyleme katılabilmemiz için, bir çok kolaylıklar sağlıyor.'

Kim söylüyor bunu? Mehmet Çek isimli, kendisinin gazeteci olduğunu söyleyen biri. Haberin kaynağı kim? Yazgül Önen adlı biri. Yukarıda anlatmaya çalıştığım tiplerin BASİT bir örneği ve temsilcisi.

Demiş ki bu canlı, “Bu duruma ben de şahit oldum. Boğaziçi’nde okuyan oğluma da hocası tarafından zoom üzerinden çağrı yapıldı. Biz çocuklarımızı eğitim alsın diye üniversiteye gönderiyoruz militan olsun diye değil.'

Kim mi bu KADIN(!) ? AKP Tuzla İlçe Teşkilatında Sekreterya Birim başkanı. Diyemez mi böyle bir şey? Diyebilir elbette. Hatta oğluna zoom üzerinden çağrı yapan hocayı bulup, rezil bile edebilir. Ama bir sıkıntı var. İlçe teşkilatındaki özgeçmiş şöyle:

“1980 yılında Diyarbakır'da doğdu. Üniversite eğitimini sırasıyla; İstanbul Üniversitesi Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik, Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesinde Uluslararası İlişkiler ve İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümlerinden mezun oldu. Yüksek lisans eğitimine Kocaeli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler alanında devam etmektedir. İyi derecede Kürtçe bilen Önen, evli ve beş kız annesi.”

Bu özgeçmişte kaç tane yalan var bilemem. Diplomalarına ulaşmamız mümkün değil herhalde; mutlaka erişim engeline takılırız.

Ama gerçek olan bir şey var: OĞLU YOK. Eminim Boğaziçi’ni uzaktan bile görmemiştir.

ÖYLEYSE, ONA ÇOK İYİ BİLDİĞİ BİR ÇÜMLEYLE SESLENELİM.

• EDEP, YAHU !

 

• HİÇ DENEMEMİŞSİNDİR AMA HİÇ OLMAZSA BUSEFER DENE.UTAN !

 

• KİM BİLİR, BELKİ DE SENİ DÜZGÜN BİRİ ZANNEDENLER DE VARDIR.