YALÇIN’I ANMAK

YALÇIN’I ANMAK

Dün gibi… Oysa bugün üç yıl olmuş. Ne kadar da hızlı geçiyor zaman. Ya da biz ne kadar hızla koşuyoruz mukadder akıbete…
Yalçın Aker…Profesör Doktor. Son derece yetkin bir cerrah. Dostum, arkadaşım, kardeşim. Onun bütün özelliklerinden daha da üstün gelen bir yönü var: İNSANLIĞI. Gülümsemediği hiçbir anını hatırlamıyorum. Bulunduğu her ortama pozitif enerji yayan muhteşem bir insan..
Bir grup arkadaşıyla Adana’ya gelmişti. Programımız bittikten sonra etrafına,
-“Bu akşam Türk müziği dinleyeceğimiz bir yer var mı,” diye soruyordu. Tavsiye edilen yerlerin hiç biri Yalçın’a göre değildi. Onun ne istediğini biliyordum. Bir başka can dost, ses sanatçısı Mustafa Şimşek’i aradım.
-“Bu akşam programın var mı,” diye sondum.
-“Yok, abi. Neden sordun,” dedi.
-“İstanbul’dan bir grup misafirim var. Gerçek bir sanatçıyı dinlemek istiyorlar,” deyince,
-“Abi, senin için özel yaparız. Bir saat içinde sazlarım hazır,” diye karşılık verdi.

O gece müthişti. Yalçın’ın içi gidiyordu bir şey çalamadığı için. Çünkü kolu kırık ve alçılıydı. O da sesiyle katıldı. Gecenin bir yerinde Mustafa mikrofonu bana verdi. Ben de söyledim içimden geldiği gibi.
Bensiz ey gül gülşen-i âlemde mey nûş eyleme.
Andelîb-i aşkını hasretle hâmûş eyleme.
Gönlümü sahbâ-yıhicrânınlabîhûş eyleme.
Her ne cevr eylersen et ahdüferâmûş eyleme.

-“Bu gecelerin devamı olması gerekir,” dedi, Yalçın.

Uzun süre devamı olmadı o gecenin. Sonra bir başka musikişinas, Üstat Yılmaz Savaşer katıldı gruba. Teşvik etti bizi. Teşvik ne demek tahrik etti. İki ayda bir buluşup meşk edecektik. Ama Yalçın artık İzmir’de, Yılmaz İstanbul’da oturuyordu. Bense Adana’da. Olsun, ne fark eder ki? Yeter ki birbirlerini seven, sayan, birlikteliğin zenginleştirdiğine inanan, birlikte olmaktan mutluluk duyan dostlar istesin.

21 Ekim 2017’de Urla’da buluştuk. Bir başka dost daha katılmıştı bize: Aydın Erdoğanlı. Nasıl geçtiğini anlamadığımız ama asla unutamayacağımız tadı damağımızda kalan bir hafta sonu geçirdik.

O sıralarda ben Şarkıların Hikayeleri kitabımı hazırlamakla meşguldüm. Önsözünü Yalçın yazacaktı.

İki ay ara çok geldi bize. 25 Kasımda Adana’da buluşmaya karar verdik. Repertuarı Yılmaz Üstat belirleyecek, notaları Yalçın hazırlayacaktı. Aradı beni Yalçın ama ancak bir süre kahkaha attıktan sonra konuşabildi.
-“Yahu, ne yapmış bu Yılmaz,” dedi. “Bir liste hazırlamış ki, bir hafta söylesek bitirememeyiz. Ben onları ayıklayıp notaları sana kargoyla göndereceğim.”

Ta İzmir’den, uçakta kanun getirip görmenin zorluğunu düşünerek,
-“Sana kanun temin edeyim mi,” diye sorunca.
-“Yok Kardeş, ben kanunumu getiririm. Elimin alışık olmadığı sazı çalmam,” diye cevap verdi. Yaptığı her işi o kadar ciddiye alırdı.

Birkaç gün sonra, notalar geldi. en başta hangi şarkı vardı biliyor musunuz?

ÖMRÜN ŞU BİTEN NEŞVESİ TÂM OLSUN ERENLER.

Ve arkasından bir haber: “Yalçın hastanede. Birkaç gün telefonla aramayın.”

Aramadım. O bana mesaj attı. “Evdeyim, arayabilirsin.”

Aradım. Sesi son derece zindeydi. Stent takılmıştı. Doktoru izin vermiyordu ama o Adana’ya gelmek istiyordu Biz de istemiyorduk gelmesini. Nasıl olsa, her zaman, her yerde buluşabilirdik.

Ve buluştuk 3 Aralık günü. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi camiinin önünde. İkinci dalga çok ağır gelmişti. Kaldıramadı Yalçın. Kalbi tam yedi kere durmuş, yeniden çalıştırılmıştı. Meğer o konuşma son konuşmamızmış.

Biz yine de buluşmuştuk Adana’da. Çok da iyi bir gece olmamıştı. Yılmaz Üstat çaldı, ben söyledim: daha doğrusu söyleyemedim.

Ömrün şu biten neşvesitâm olsun erenler.
Son meclisi câm üstüne câm olsun erenle.r
Şükrânlavedâ ettiğimiz cân-ı fenaya.
Son pendimiz ah-lâfa devâm olsun erenler.

Câizse Harâbât-ı Ilâhî'de de her şey.
Yârân yine Rindân-ı Kirâm olsun erenler.
Tekrar mülâkî oluruz bezm-i ezelde.
Evvel giden ahbâba selâm olsun erenler.
Yılmaz Üstat, “Şarkının içine ettin,” dedi. Doğru söylüyordu. Berbat etmiştim. Yalçın’sız olmamıştı hiç. Her şey berbattı….
Işıklar içinde uyu, sevgili kardeşim. Bir şeyi çok iyi biliyorum. Gönlünce yaşadın, mutlu ve arzu ettiğin şekilde öldün.

YANİ…
• ÖMRÜN O BİTEN NEŞVESİNDE BİR EKSİKLİK YOKTU.

İfral TURGUT

30.11.2020 19:19:24

YAZARLAR


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI