“Yanlış tarım politikası çiftçiyi perişan ediyor”
Manşet Haber 14.05.2015 14:49:58 0

“Yanlış tarım politikası çiftçiyi perişan ediyor”

“Yanlış tarım politikası çiftçiyi perişan ediyor”

Adana(Ulus)--aydin-muzeyyen_zmo (1)Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Adayları Aydın Uslupehlivan ve Müzeyyen Şevkin, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Adana Şube Başkanı Semih Karademir ve Yönetim Kurulu Üyelerini ziyaret etti.

İl Seçim Kurulu Üyesi ve ZMO Eski Şube Başkanı Ayhan Barut, ZMO Genel Merkez Onur Kurulu Üyesi Şahin Yeter ve ZMO Şube Yönetim Kurulu Üyeleri’nin yer aldığı toplantıda konuşan Uslupehlivan, tarım sektörünün AKP iktidarı tarafından çıkmaza sürüklendiğini belirtti.

Üreticinin kaliteli ürün ve yüksek verim elde etmesine rağmen ürününü istediği fiyata satamadığını, ülkemizin tarımda ithalatçı konuma geldiğini dile getiren Uslupehlivan, “CHP iktidarında çiftçiye özel mazot fiyatı 1.5 TL olacak. Üretici baş tacı edilecek” dedi.

“ÇİFTÇİ PERİŞAN OLDU”

Tarım arazilerinin korunması gerektiğine vurgu yapan Müzeyyen Şevkin ise geçmişten bu güne sanayi ve tarım kültürüyle yoğrulmuş, Türkiye’nin 4. Büyük kenti Adana’nın uygulanan yanlış politikalar nedeniyle günümüzde hemen her alanda geriye gidişe sahne olduğunu dile getirdi.

Merkezi idarenin dışa bağımlı tarım politikasının ‘Beyaz Altın’ ve ‘Narenciye’ diyarı olarak bilinen Adana’da çiftçiyi adeta perişan ettiğini ifade eden Şevkin, “Pamuk ekim alanları daralmış, narenciye dalında çürümeye terk edilmiştir. Adana, ekonomiye canlılık veren, katma değer üreten tarım sektörünün yanı sıra sanayi kuruluşları ve fabrikaların kapanmasıyla Türkiye’nin işsizlik şampiyonu haline gelmiştir” dedi. Şevkin, CHP’nin tüm alanlarda olduğu gibi tarım sektöründe de üretici lehine uygulamalarla ülkeye rahat bir nefes aldıracağını vurguladı.aydin-muzeyyen_zmo (2)

“POTANSİYELİMİZİ KULLANAMIYORUZ”

Ziyaretleri için Uslupehlivan ve Şevkin’e teşekkür eden ZMO Adana Şube Başkanı Karademir de tarım ülkesi olan Türkiye’nin ithalatçı konuma gelmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Karademir, “Verimli tarım arazilerimiz, işgücümüz, tarım teknolojimiz, bilgimiz ve tarım kültürümüz olmasına rağmen potansiyelimizi kullanamıyoruz. Sektöre değer veren milletvekillerine son derece ihtiyaç var. Ülkemizin geleceği tarımla şekillenir” diye konuştu.

 

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°