Yapanın Yanına Kar Bırakılmamalı
Manşet Haber 27.06.2015 06:41:33 0

Yapanın Yanına Kar Bırakılmamalı

Yapanın Yanına Kar Bırakılmamalı

Adana Barosu Başkanı Avukat Mengücek Gazi Çıtırık, artık siyaset yapanlara düşen görevin yeni bir sayfa açmak olduğunu ifade ederken, 'Gelinen noktada hukuk devletinin de işletilerek yapanın yanına da kar bırakılmamalı'uyarısında bulundu.

Adana Barosu stajlarını  başarıyla tamamlayan Dilara Özuğur (Doğu Akdeniz Üniversitesi), Bala Kayadelen (Yakın Doğu Üniversitesi), Yunus Emre Tanış (Çağ Üniversitesi) ve Harun Kılıç (İzmir Üniversitesi) için meslek yemin ve ruhsatnamelerinin verilmesi için tören düzenledi.

Baro Başkanı Av. Mengücek Gazi Çıtırık, 'mutlulukların paylaşıldığı günlerden birini daha yaşadıklarını belirterek, 'Yürüdü mü ? yürümedi mi ? heyecanın yaşandığı günlerden bugün avukatlık mesleğine adım atılan günlere gelindi. Emekleriyle, onların yürüten bugünlere getiren ailelerini ve kendilerini kutluyorum. Mesleğin icra edilmesinde iki önemli esas vardır; meslek yeminine sadık kalmak ve Avukatlık Mesleğinin Kurallarına uymak. Sizlerin de bu sorumluluğu en iyi şekilde yerine getireceğinizden en küçük kuşku duymuyoruz' dedibaro_stajer_ruhsat

'ÜLKENİN NORMALLEŞMESİ GEREKİYOR'

25. Dönem Milletvekillerinin yemin ederek TBMM’de görevlerinin başladığına dikkat çeken Çıtırık, şöyle konuştu:

“13 yıllık siyasi iktidar döneminde ülke, demokrasi, temel hak ve özgürlükler, yargı ve mesleğimiz çok ağır yaralar aldı. Adeta tek adamlık dönemine doğru gidildiği günler yaşandı. Bizim dileğimiz hayatın normal akışına, olağanüstü süreçten normale dönmesidir. 13 yıllık süreçten farklılıklara, muhalefete tahammül edemeyen, yok sayan, birleştirmeyen ayrıştıran, ötekileştiren bir anlayıştan artık siyaset yapanlara düşen görev; uzlaşma kültürüne, farklılıkları dinleyebilmek, ülke çıkarlarını gözeterek yeni bir sayfa açmaktır. Gerilim yerine uzlaşmaya fırsat verilmeli. Biz hukukçular olarak artık tarafsız ve bağımsız yargıyı görmek istiyoruz. Gelinen noktada hukuk devletinin de işletilerek yapanın yanına da kar bırakılmamalıdır'

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°