Yargıtay tarihi karar verdi
Manşet Haber 29.08.2012 11:39:42 0

Yargıtay tarihi karar verdi

Yargıtay tarihi karar verdi

Hayat kadınını öldürene tahrik indirimi yapılamaz


HABERTÜK Muhabiri Yasemin Güneri’nin haberine göre, Yargıtay, hayat kadınını öldüren sanığa 'tahrik indirimi' yapılamayacağına karar verdi. Yargıtay, geçimini barlarda çalışarak ve hayat kadınlığı yaparak sağlayan kadınla birlikte olduktan sonra, “başka erkeklerle olması beni tahrik etti” diyen sanığın savunmasına itibar etmedi.

İzmir'de yaşayan O.S. evli ve iki çocuk babası. Eşine açtığı boşanma davası devam ederken, birahanede çalışan ve fuhuş yaparak geçimini sağlayan Fatma K. ile tanıştı. Sanık O.S. ev açtığı Fatma'dan hayat kadınlığını bırakmasını istedi. Bu isteği bir süreliğine yerine getirebilen Fatma, O.S.'nin kendisine maddi anlamda destek olmaması üzerine oturduğu evden ayrıldı. İki çocuğunun geçimini sağlamak için barda çalışmaya ve hayat kadınlığına tekrar başlayan Fatma, izini kaybettirdiğini düşündüğü anda karşısına yeniden O.S. çıktı. Fatma'nın kaldığı evi öğrenen O.S. evin önünde bağırınca Fatma, O.S.'yi eve aldı. Aralarında çıkan tartışma sonrası O.S. Fatma'yı 18 bıçak darbesiyle öldürdü.

İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan O.S., 'canavarca hisle adam öldürmek' suçundan mahkum olurken, mahkeme O.S.'nin aynı zamanda tahrik indiriminden yararlanmasına karar verdi. O.S. hakkında 20 yıl hapis cezası verildi. Kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesi yerel mahkeme kararını bozarak Avrupa standartlarında bir karara imza attı.

Daire, verdiği kararda “maktulenin yaşam tarzının sanık yönünden tahrik oluşturmayacağı, olay öncesinde veya sonrasında maktuleden kaynaklanan sanık lehine tahrik oluşturacak herhangi bir haksız söz veya eylem bulunmadığı anlaşıldığı halde sanığın daha az ceza almaya yönelik soyut nitelikteki savunmasına itibarla tahrik hükmü uygulanarak eksik cezai tayini bozmayı gerektirmiştir” dedi.

KARŞI OY YAZISI

Oyçokluğuyla alınan karara karşı oy yazan Daire Üyesi Salih Zeki İskender ise, sanığın tahrik indiriminden yararlanmasının kabul edilemeyeceğini ve töre saikiyle cinayet işlediği için cezanın bu şekilde verilmesi gerektiğini savundu.

İskender, karşı oy yazısında, hayat kadını olarak çalışırken öldürülen kadının vajinasına tuzluk sokmanın 'canavarca hisle adam öldürmek' suçunu değil, 'cinsel saldırı' suçunu oluşturacağını da iddia etti.

 

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°