YAŞAYAN BİR TARİH “MAHMUT AMCA”
Manşet Haber 28.05.2021 14:54:11 0

YAŞAYAN BİR TARİH “MAHMUT AMCA”

YAŞAYAN BİR TARİH “MAHMUT AMCA”

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, 24 Mayıs 1938 yılında şahsi meselem dediği,
Fransızlarla uzayan Hatay meselesinin çözümünü hızlandırmak için Hatay sınırına yakın olan Mersin, Tarsus ve Adana’ya gelmiştir. Ve büyük askeri törenlerle karşılanmış dolayısıyla Cenevre’deki görüşmelere olumlu etki yapılmıştır. İşte tam bu sırada 5 Ocak meydanında Mahmut Amca 12 yaşında okul arkadaşı Mebrure ile Atanın geçtiği bu yolda hazır bekleyip ve selamlama şansı bulan nadir öğrencilerden olmuştur. Ulu önder siyah bir arabanın sağ tarafında oturmuş ve onları selamlamıştır. Adana valisi Tevfik Hadi Baysal, hem Adanalıların hasretini ve görmek istediklerini dolayısıyla Adana’da istirahat etmeleri isteğini belirtince, Atatürk, Salih Bozok’a:
“Salih, Adana’yı gündüz gözüyle bir kez daha görelim” der ve Seyhan nehri kıyısındaki



Ulus parkına gider. İkram edilen portakal suyunu doktorun zararlı gördüğünü belirterek, sade bir kahve istemiştir. Bu son kahve Atanın son vedasıdır Adana’ya. İşte onun her bir nefes sigarasında kurtarılacak bir memleket parçası, her yudum kahvesinde zafer sonrası tatlı bir yorgunluk vardı. Onun tek sevdasıydı vatanın yekvücut coğrafyasıydı.
15 Mart 1923 yılında Adana’ya ilk geldiğinde 'Bende bu vakayiin ilk hissi teşebbüsü, bu memlekette, bu güzel Adana'da doğmuştur.' diyerek açıklamıştır. Bu açıdan, Atatürk'ün zaferlerle dolu askeri ve siyasi hayatında, Adana'nın özel bir yeri vardır. Kurtuluş savaşına Adana’da karar vermiştir büyük zaferden sonra ilk Adana bağrına basmıştır Mustafa Kemal’i.
Adana’nın gururu, ulusal bağımsızlık ve egemenlik düşüncesinin Atatürk’ün kafasında oluşturduğu bir şehir olmasındandır. O, Büyük Zafer'den sonra ilk ziyaretini Adana'ya yapmış son veda yine Adana’ya olmuştu.
İşte Atatürk’ü dünya gözüyle gören Mahmut Amca Aynı şekilde Adana’daki birçok ilklere tanıklık etmiştir. Bilindiği üzere Adana’da Asri kelimesi çok kullanılır. Arapça kökenli olan Asri: modern ve çağdaş demektir. Mahmut Amcanın zamanında Adana’da, Asri Berber, Asri Eczane, Asri Sünnetçi ve hala mevcut olan Asri Mezarlık…
Bir milletvekilinin mecliste; “biz mutaassıp bir milletiz, neden bu asri kelimesi kullanılıyor” diye karşı çıkmıştır. Ve Mustafa Kemal meclisteki locadan iner ”Taassup (bağnazlık) cehle istinat eder, Asri kalacak” der. (Falih Rıfkı Atay)
İlk otobüsler, yeni ve eski istasyona 5 kuruşa giderdi. Gazete de 5 kuruştu. Mahmut Amcaya 10 kuruş verilirdi, 5 kuruşuna gazete alırdı, diğer beş kuruş kendine kalırdı. Bir avlu içinde neredeyse 7-8 ev olurdu. Herkes toplanır, Mahmut Amcaya baştan sona gazeteyi okuturlardı yüksek sesle… Diş macunu reklamından (gayet sihhi, gayet temiz, gayet ucuz gibi) gripin reklamına kadar… Sürekli okuduğu bu gazeteleri yaşından dolayı anlamasa bile önemli olaylar mıh gibi saplanmıştı beynine…
1950 yıllarda Çakmak caddesindeki vakıf binasının bulunduğu firmada satış elemanı olarak çalışıyordu Mahmut Amca. Otomobil, Traktör ve Buzdolabı Adana’ya ilk gelen teknolojik araçlardı. Adana’nın tüm beyleri ağaları yarışırcasına alıyorlardı ihtiyaçları olsun olmasın. Özellikle hanımlar buzdolabı almada rekor kırmıştı. Bir gün sipariş üzerine önemli bir ailenin evine buzdolabını götürdü ve mutfağa yerleştirmek istedi ancak evin hanımı herkes görsün diye salona konulmasını istedi. Mahmut Amca istek üzerine salona elektrik hattı çekti, priz monte etti ve buzdolabını vitrin gibi salonun en görünür yerine koydu.
Köylerdeki toprak ağaları da pille çalışan radyolar konusunda yarışıyorlardı. Ülke ve dünyayla tek bağlantı noktalarıydı radyo. Tamir için yine Mahmut Amca çağırılırdı her yere.
1940 yıllarda at arabasının arkası bir karavan haline getirilmiş Sıhhi İmdat Ambulansı olarak kullanılıyordu. Yüreğir’deki Devlet Hastanesi vardı sadece.
Birkaç salgın atlattı Mahmut amcanın kuşağı… Tüberküloz, tifo salgınından dolayı avluların kapısına sarı kart asılmıştır.
Kendisi 15 rahmetlik eşi 13 yaşındayken el ele tutuştular ve eşi ebediyete intikal edinceye kadar birbirinin elini hiç bırakmadılar. Aşk ve muhabbetle yürüdüler bu yolda hep. Kimi onlara Leyla ile mecnun, kimi Romeo ve Juliyet derdi. Konya Kuleli Askeri lisesinden o büyük aşkı için ayrılmak zorunda kaldı. 14 yıl 7 ay önce eşi hayata gözlerini yumunca, Mahmut Amca da kısa bir sonra görme yetisini kaybetti. Ulu Önderi gören ve birçok ilklere tanıklık yapan o gözler şimdilerde çok düşük oranda görüyor… Birçok şeyleri yazmak istedi ama bu durumundan dolayı yapamadı. Yaşamla eskisinden daha güçlü savaşmak zorunda. Eşinin yokluğunu en derinden yaşasa da yaşam devam ediyor işte kaldığı yerden. Mahmut Amcanın bahçesi çeşit çeşit çiçeklerle dolu. Bahçesinden koparılacak her gül için şiiri sevme ve okuma şartı koşuyor. Her şeye rağmen, yaşamı sanat olarak görenlerden Mahmut Amca. Mahmut amca 95 yaşında hala dimdik, bu yazdıklarıma sığmayacak kadar ciltler dolusu tarihi bilgi ve yaşantıya sahip.

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

YAZARLAR

24.9° / 14.2°