Yaşlılarımız geleceğimize ışık tutuyor
Manşet Haber 30.09.2012 13:45:57 0

Yaşlılarımız geleceğimize ışık tutuyor

Yaşlılarımız geleceğimize ışık tutuyor

Adana(Ulus)--AK Parti Adana Milletvekili Av. Fatoş Gürkan, yaşlıların geçmiş tecrübelerini, bilgi ve birikimlerini bugünlere aktardıklarını, kültürümüzü ve değerlerimizi yarınlara Gürkan, 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, “Unutmayalım ki hepimiz bir gün yaşlanacağız” dedi. Gürkan şöyle dedi:
“ Yaşlılarımız, toplumumuzun ve ailemizin temel direğidir. Onların geniş ufukları, tecrübeleri ve kazanmış oldukları bilgi birikimleri, her zaman yararlanmamız gereken, günümüze ve geleceğe ışık tutan bir kaynaktır. Nüfus artış hızındaki azalmalar, hayat standartlarının artması ve tıp alanındaki gelişmeler neticesinde insan ömrünün uzaması sonucu, yaşlı nüfusu hem ülkemizde hem de dünyada giderek artmaktadır. Bu sebeple yaşlılık her geçen gün önemini arttıran sosyal bir olgudur.Unutmayalım ki, bir gün hepimiz yaşlanacağız. Bu yüzden yaşlılık olgusu, yaşlılığın ve geleceğin planlanması, herkesi ve dolayısıyla toplumu ilgilendiren bir konudur. Toplumun kıdemlileri olan yaşlılarımızı korunacak kişiler olmaktan çıkararak tecrübeleri ve bilgi birikimlerinden yararlanılacak değerler olarak görmekteyiz. Yaşlılarımızın bilgi ve tecrübelerinden yararlanacağımız, onları daha üretken kılabileceğimiz projeler arttırılarak, yaşlılarımızın karşılaştıkları olumsuzlukları ortadan kaldırarak geleceğimiz planlanmalıdır. Millet olarak yaşlılarımızı yük olarak görmeyen, tam aksine onlara özenle ve sevgiyle yaklaşmamızı sağlayan bir kültüre sahibiz. Bizim kültürümüzde yaşlılarımız evimizin başköşesinde yer bulan, sözleri ve fikirleri dikkatle ve özenle dinlenen bireyler olmuştur ve böyle devam ettirilmelidir. Bizleri bugünlere ve geleceğe hazırlayan yaşlılarımız için hayatı kolaylaştırmak ve kimseye muhtaç olmadan yaşamalarını sağlamak bizlerin öncelikli görevlerimiz arasındadır.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°