Yeni Suriye’den ne bekleniyor?

Yeni Suriye’den ne bekleniyor?

Belki de bu yazı yayımlanmadan Suriye’ye yönelik hava saldırısı başlamış olabilir. Bu olası saldırının körfez ya da Irak savaşındaki gibi görsel bir şölen havasında sahne alacağı açıktır. Binlerce ölüme yeni ölümler ekleneceği kesin olan bu saldırılar; bölünmüş, iç savaşı derinleşmiş, Irak görüntüsünde “Yeni Suriye” ihtimalini karşımıza çıkarıyor.

Ekranlarda PlayStation benzeri bu savaş görselini izlemek belki herkesten daha fazla Suriye ile akrabalık bağları olan bizleri üzecek. Sınır yakınlığımızın yarattığı tehlikeyi, kayıplarımızı gündem dahi etmiyoruz.

Suriye rejiminin yapısı, karakteri ve yaptıkları bugüne mahsus bir durum değildir. Tarih içerisinde çok kere kendi vatandaşına zulmün alasını yapmış, demokrasiye geçememiş bir ülkedir. Bugün biliyoruz ki kendi sivil vatandaşlarını ağır silahlarla katletmektedir. Tüm bunlar elbette Suriye’de olanlara duyarsız kalmamayı gerektirmektedir. Ancak silahlı müdahale talep etmek, savaş tarafı olmak pek insani olmadığı kadar akıl karı da değildir.

Komşu ülkelerinde ilk defa böyle kıyımlar yaşanıyor gibi davranmak, Ortadoğu’da olanları ve yönetim biçimlerini yok sayarak Suriye rejimini değiştirme şartı sunmak anlaşılır değildir. Afganistan, Pakistan gibi ülkeleri konumuz dışında tutarak; yıllarca işgal altında tutulan ve ABD askerlerinin yeni ayrıldığı Irak’ta da durum ortadadır. Bugün Irak’ta her gün patlayan bombalar, terörden ölenlerin sayısı haber değeri bile taşımamaktadır.

Yeni Suriye’ye biçilen rol model nedir? Bilmiyoruz. Bildiğimiz daha çok kan ve gözyaşının akmasına sebep olan bir ülkenin vatandaşı olmak istememizdir. Her seferinde bir neden uydurularak ve gülünç tarafı demokrasi şiarı ile girilen ülkelerin hali ortadadır. Bölgemizde müdahale edilip refaha kavuşan bir tek ülke yoktur. Ayrıca Suriye hükümetinin muhalefeti yani “Özgür Suriye Ordusu” nun da en az Esad kadar tehlikeli olduğu görülmektedir.

Tüm bunlar yani uluslararası siyasetin kirli hesapları sömürü düzenine hizmet eden iktidarlara fayda sağlayabilir. Ancak toplumlar üzerinde onarımı pekte mümkün olmayan hasarlar bırakmaktadır. Bağdat işgali ile yapılan rejim değişikliği bir dikta rejim yerine bölünmüş çoklu dikta yönetimine dönüşmüştür. Ölüm ve zulüm bitmemiştir.

Şam’da yaşanacaklar -korkumuz odur ki- Bağdat’tan çok daha fena ve kendi sınırlarına hapsedilemez bir hesaplaşmaya dönüşebilecektir.  Sadece Suriye değil tüm bölge ateş topuna dönecektir. Suriye’de ekilen düşmanlık tohumu din, dil, ırk ayrımı yanında ciddi etkide her türlü kışkırtmaya açık mezhep çatışmasına yol açacak düzeydedir. Bu nedenle uluslararası müdahale ile barışık bir Suriye toplumunu yaratmak mümkün değildir.

Yaşanan kin, kavga ve nefret toplumlar arasında değildir. Bu savaş iktidarların güç savaşıdır. Toplumlar bu savaşa karşı şiddetle barışı talep eden taraf olmalıdır. Başta Irak olmak üzere yakın tarihte yapılan ABD müdahalelerinin üzerinde hala kırmızı duman tütmektedir.

Burhanettin BULUT

adanaulus

4.09.2013 01:28:40

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI