YENİ YIL İÇİN “ZAM” DİLEĞİ TUTANLAR KAZANDI!
Yine “en güzel” dilekleri, yine “en güzel” sözcüklerle bezenmiş, dillerine pelesenk olmuş “yeni yıl beklentileri” yönetenlerden duyuldu!
Ne “güzel” bir gelecek istemekteler, yurttaş için öyle?
Gözlerini yaşartıyor olmalı kimilerinin; cıvıl cıvıl, pespembe, yürekleri kamçılayan…
Ne de olsa “dış odakların” yönlendirdiği döviz kuruna da ayar verilmişti, üç ay süren tırmanış “birkaç saatte” tepe/ taklak edilmişti!
Bakanın dediği gibi, “aklı başındaki bir finansör Türkiye’de bu işlerin bir şekilde döneceğini bilir ama çarpılan küçük yatırımcılar oldu”demişti!
Çarpılan “küçük yatırımcı” olmuştu; olsun!
“Küçük yatırımcı” ne zaman çarpılan/ üçayağa getirilen/ kumpaslardan zarar görmeyen/ ekmeğinden alınmayan oldu ki; yine olsun, bir daha da olsun!
“Çarpanlar” hep ayakta kalsın! Çünkü onlar “finansörler”, ülkeye “finans” sağlar, bu yurdun bel kemiğidir!
***
Yalanım varsa söyleyin, şu yeni yılın ilk günlerinde…
Daha birkaç gün önce ard arda yinelenen “dileklerin” gerçekleşeceğine inanıyor musunuz?
İçtenlikle soruyorum; yeni yılda açlığın, adaletsizliğin, haksızlığın, doyumsuzluğun sona ermesini dilemeyen bir tane politikacı gösterebilir misiniz?
Haydi, “muhalefetin” milletvekillerini bir yana koyalım, “iktidarın” iş yapıcı isimlerinden “iyi dilek” sözler duymayan var mı?
Halkımız öyle yufka yürekli, öyle uysallaşmış ki; denilen “ne” olursa/ olsun “beklenti” içeresine girmeyi yeğliyor hep; bir umut…
Peki, bu “iyi dilek” nasıl sağlanacak, gökten mi salındırılacak, yoksa Noel Baba bacadan mı bırakacak?
Böyle bir “beklentinin” çok saçma olduğunu herkes biliyor!
Sorun ne öyleyse?
***
Söylenmesi “dile kolay”; yirmi yıldır bu yurdu yöneten “akılın”, yaptıklarının yansımasıdır şu an yaşananlar!
Eğer ülkede “sorunlar” varsa, bunu başka “odaklarda” aramak yerine, aynaya bakmak yeterli olacak!
Eğer bölgede yaşanan olaylardan dolayı “en büyük” sığınmacı çıkmazını yaşıyorsan, eğer ülkede genç işsizlik doruklara yükselmişse, eğer üretimde dış bağımlılığın artmışsa, eğer genç nüfus ülkede yaşamak istemiyorsa, eğer “alım gücü” her geçen gün zorlaşıyorsa, eğer tarım ürünlerinde bile dış alım yapacak duruma gelinmişse, toplumun “çok büyük” bir katmanı “açlık sınırı” altında maaşla yaşamını sürdürmek zorunda bırakılmışsa, ulusal para birimi yabancı paralar karşısında her gün biraz daha değer yitiriyorsa…
Yazmakla bitecek gibi değil; ayrıca bunların varlığı “dilekle” olmadığı gibi, çözümünde de “dilek” olduğu yönündeki yaklaşım/ bakış yalandan, saçmalıktan başka bir şey değil!
***
“Güzel günler” dileyenler, geçtiğimiz 2021 yılını ne duruma getirdiler gördük!
Kaç yalan söylendi, kaç tutarsızlık yaşadık; sayamadım!
20 Aralıkta gerçekleşen, “küçük yatırımcının” göz göre göre “çarpılmasına” göz yumulan eylem sonrasında dövizde hızla yaşanan düşüş birçoklarını sevindirmişti!
Sevindirmez mi? Daha alınmadan bir bölümü buhar olan “asgari ücretin” alım gücü yerinde saymış olacaktı, en azından! Dahası, “iktidara” yakın isimlerden “bundan sonra piyasaya da yansıyacak” beklentileri vardı!
Düşünsenize, dolar üç ayda sekiz liradan onsekiz liraya çıkarken yansımayan hiçbir şey kalmamış, ekmeğe/ şekere/ akaryakıta/ tuvalet kâğıdına/ çocuk bezine/ daha birçok ürüne kurun tırmanışı nedeniyle zam gelmiş, marketler gün içerisinde birkaç kez etiket değiştirmişti!
Başta Maliye Bakanı “gözlerimin içine bakın, ne görüyorsunuz” diye sevincini belirtiyordu!
Sevinmeli, yurttaşların döviz kıskacından kurtulması için atılan adımın başarısı herkesi gönendirmeli; haksız mıyım?
Söylediklerimin “yalan” olduğunu söyleyin; var mısınız?…
***
Yeni yılın ilk sabahı…
Bir gün öncesinden “yeni yılın” ne getireceği belliydi aslında; o dilekler, o beklentiler, o umut saçmalar, o gözler dolmalar, o yürekleri hoplatmalar…
Daha yılın son günlerinde, herkes akaryakıtta “düşme” beklerken, zam duyurusu yapıldı!
Onsekiz liradan on liraya, on liradan onüç liraya çıkmıştı ya dolar; üç aydan beri gelen zamların bir bölümü geri alınmalıydı, kurun gerilemesinden akaryakıt kullanıcıları da yararlanmalıydı!
Döviz yükselirken ortaya sürdükleri gerekçeleri unutup, inişte “çarpmayı” bildiler, ne yazık ki…
Elektriğe yüzde 52 ile 130 arasında,
Evlerde kullanılan doğalgaza yüzde 25, diğer kullanımlara yüzde 50 zam…
Ayrıca motorine 1.29, benzine 0.61, otogaza 0.78 TL zam ile yeni yıla girdik!
“İktidar”, gerçekleşen zamlara geçerli kılıf uydururken, bir yandan da tavuğun yumurtasına, ineğin etine/ sütüne, tarladaki maydanoza yapılan zammı dillendiriyor!
Siz halkın doğalgaz, elektrik, akaryakıt zamlarının nelere yansıdığını bilmiyor mu sanıyorsunuz?
“Gözleri var görmez, kulakları var duymaz” mı oldunuz?
