Yeşilyurt’a Kadın Eli Değecek
Manşet Haber 11.03.2014 18:29:16 0

Yeşilyurt’a Kadın Eli Değecek

Yeşilyurt’a Kadın Eli Değecek

gunay_sahinYeşilyurt Mahallesi Muhtar Adayı Günay Şahin, Yeşilyurt’ta yeni bir dönem başlatmak için seçim çalışmalarına devam ediyor.

İlkokul ve Lise Eğitimini Adana’da tamamlayan, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümünü başarışla bitiren Yeşilyurt Mahallesi Muhtar Adayı Günay Şahin, Yeşilyurt’ta sağlıklı hizmet sunmanın, insan odaklı projeler üretip ‘Doğup büyüdüğüm Mahalleme hizmet için’ göreve talip olduğunu açıkladı.

Çeşitli Sivil Toplum Kuruluşları’nda gönüllü olarak görev alan Şahin ‘’Çağdaş, Demokratik anlayış ile birlikte yöneteceğimiz, doğup büyüdüğüm, ailemin bütün fertlerinin bulunduğu Yeşilyurt’a talibim.’’ Açıklamasında bulundu.

Şahin, karanlık ve tehlikeli sokaklara son verip, güven içinde yürüyebilelim diye her sokağı aydınlatmak, yaşanılabilirliği arttırmak istediğini belirtti.

Şahin, Çalışan Çalışmayan anne ve babaların gün içerisinde çocuklarını gönül rahatlığıyla bırakabileceği, Çocukların eğitmenlerle mutlu ve huzurlu vakit geçirebileceği ‘Gündüz Bakımevi’ açabilmek olduğunu söyledi.

Kadınların, hayatın her anında yer aldığını ve onlarsız bir dünyanın var olamayacağına vurgu yapan Şahin, Yeşilyurt Mahallesi’nde belediye ile birlikte kadınların haklarına koruyan ve genişleten danışma merkezinin var olmasını gerektiğini söyledi.

Günay Şahin, Mahallenin yaşadığı çeşitli sorunların olduğunu ifade ederek Adaylık süresince desteklerinizle, başta kadınlar olmak üzere bu mahallenin sakinleri değil, sahipleri olacağını söyledi.

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°