“YETER ARTIK DEMEKTEN SIKILDIK”
Manşet Haber 5.10.2018 13:00:17 0

“YETER ARTIK DEMEKTEN SIKILDIK”

“YETER ARTIK DEMEKTEN SIKILDIK”

Adana Aile Hekimleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Yakup Şahin, doktor ve sağlık çalışanlarına yapılan saldırılara, “Yeter artık demekten sıkıldık” ifadeleri ile tepki gösterdi.
Son olarak hastası tarafından uğradığı silahlı saldırıda Dr. Fikret Hacıosman’ın yaşamını yitirdiğine dikkat çeken Adana Aile Hekimleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Yakup Şahin, yazılı açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“Günümüzde, sağlıkta zulüm, sağlık personellerinin sözlü saldırıya uğramasından tutunda, yaralanması ve hatta öldürülmesi ile sağlık personellerine karşı şiddet olarak alabildiğine devam etmektedir. Sağlığı yönetenler ise koltuklarında ayrıcalıklarının keyfini sürerek bu acı durumu maalesef seyretmektedir. Şikâyet hatları, vatandaşa verilen her istediğiniz yapılacak algısı, bilerek ve isteyerek Gazi Meclisimizin raflarında bekletilen ve hâlâ çıkarılmayan Sağlıkta Şiddet Yasası yüzünden ve en önemlisi de hekimleri suçlayan aşağılayan, hedef gösteren açıklamalar yüzünden hekimler ve tüm sağlık çalışanları her gün sözlü ve fiziki şiddete maruz kalmakta ve daha geçen gün yaşadığımız gibi öldürülmektedir.
Yeter artık demekten sıkıldık…
Sayın 'muktedirler' elinizde ülkemizin yetiştirdiği doktor arkadaşlarımızın kanı ile geziyorsunuz.
Gerçek katil; o bıçağı sallayan, o kurşunu sıkan o psikopat mı, yoksa onu kışkırtan, eline silah alıp, hedef gösterilen sağlıkçılara saldırmasına sebep olan yöneticiler midir?
Bu sistemin devam etmesi adına hiçbir şey yapmayanlar gerçek katillerdir.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°