Yeter: Tarım fiyatları tavan yapacak
Manşet Haber 6.09.2012 16:20:46 0

Yeter: Tarım fiyatları tavan yapacak

Yeter: Tarım fiyatları tavan yapacak

ZMO Adana Şube Başkanı Yeter, Çukurova’daki tüm ürünlerde verim kaybı yaşanacağını belirterek, fiyatların tavan yapacağını vurguladı.
Kışın çok sert yazın da çok sıcak geçmesi nedeniyle tüm bitkisel ürünlerde verim kaybı olacağını dile getiren Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Şahin Yeter, kışın sebze ve meyve fiyatlarının yükselebileceğine dikkati çekti.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın mısır alım fiyatını erken açıklamasının üreticiyi ve tüketiciyi korumak yerine tüccarın ucuz mal alıp stok yapmasına neden olduğunu öne süren Yeter, bir ülkenin saman ithal eder duruma gelmesinin ise utanç verici bir durum olduğunu ifade etti. Yeter, Çukurova’nın duman altında kalmasına neden olan anız yangınlarının toprakta yaşayan ve bitkinin yetişmesini sağlayan canlıların ölmesine, toprağın veriminin düşmesine neden olduğunu kaydetti. Ovada yakılan anızda ortaya çıkan hava kirliliğinin bir termik santralin bacasından çıkan kirlilikle eşdeğer olduğunu iddia eden Yeter, kırsalda yaşayan her vatandaşın desteklenmesi gerektiğini söyledi.

TÜM ÜRÜNLERDE VERİM KAYBI YAŞANACAK
GÜNAYDIN ADANA Gazetesi'nden Vural Köse'nin sorularını yanıtlayan ZMO Adana Şube Başkanı Yeter, bu yıl bitkisel üretimde önemli bir verim kaybının sözkonusu olduğunu bildirdi. Kış mevsiminin sert, yazın ise çok sıcak geçtiğini kaydeden Yeter, mısır hasadında beklentilerin altında ürün elde edilebildiğini söyledi. Yeter, “1300-1400 kg alan yerlerde 1000 kg ancak ürün alınabiliyor ve bu ikinci üründe daha da düşecektir. Buğdayda da öyle oldu, pamukta da öyle bir beklentimiz var.
Narenciyede ise baharda hem çiçek az oldu hem de döllenmede sıkıntılar olduğu için tutum az” dedi.

FİYATLARDAKİ DALGALANMA ÜRETİCİYE YANSIMIYOR
Ürün fiyatlarında bir dalgalanma olabileceğini ancak bu dalgalanmanın üreticiye olumlu bir yansıması olmayacağını anlatan Yeter, ürünün verimi düştüğü için ürüne yapılan masrafın da oransal olarak arttığını belirterek, “Yani kilograma yapılan masraf artarken, üretici bunun karşılığında bir fiyat artışı bekliyorlar ama olmuyor” diye konuştu.

BAKANLIK ERKEN AÇIKLADI
Mısırda da bu durumun yaşandığını belirten Yeter, ZMO olarak geçen yıl buğday için bu yıl da mısır için piyasa fiyatlarının kabul edilebilir fiyatın alt eşiğinde olması nedeniyle taban fiyatlarıyla ilgili bir açıklama yapmadıklarını ifade etti. Bakanlığın fiyatı geç açıklamasını istediklerini ancak tam tersi bir durumun yaşandığını belirten Yeter, “Daha hesap bitmeden fiyat açıklandı. 595, yüksek gibi gözüküyor ama TMO, komisyon, hamaliye adı altında ya da içerisinde bulunan yabancı maddeler düşülerek oluşan fiyatın altında almaya başladı. TMO ayrıca bir ay sonra bu parayı ödüyordu. Oysa tüccar peşin ödüyor. Hal böyle olunca fiyatlar iyice geriledi ama biliyoruz ki mısırda da tüm dünyada verim düşüklüğü var ve tüm dünyada fiyatlar yükselecek” şeklinde konuştu.

AÇIKLANAN RAKAM TÜCCARIN İŞİNE YARADI
Arpada, buğdayda verim düşüklüğünden dolayı mısırın yem olarak da kullanılacağını ve bu yıl daha fazla mısır kullanılacağını anlatan Yeter, açıklanan rakamın sadece tüccarın işine yaradığını savundu. Yeter şöyle konuştu: “Verimin düşmesinden dolayı her ne kadar bu fiyat açıklansa da TMO, gereği kadar mısır almıyor. Mısır tüccarların eline geçiyor. Yarın yüksek fiyattan yem sanayine, besicilere gelecek. Devletin yaptığı bu açıklama ne üreticiyi ne de tüketiciyi koruyan bir açıklama oldu. Bu, sadece aracıların, ucuz mal alıp stok yapmasını sağlayan bir açıklama oldu. Bu çok üzücü. Verim düştü ama üreticinin maliyeti arttı. Üretici bir yıl önce üre gübresini 800 liraya almıştı bu sene 1.300 TL’den kullandı. Bu aradaki farkı, maliyetteki artışı göz önünü alarak bir fiyat artışı olsa daha mantıklı olurdu.”

SAMAN İTHAL ETMEK UTANÇ VERİCİ
Bu durumun hayvancılığı da olumsuz etkileyeceğine dikkati çeken Yeter, sektörün yem konusunda sıkıntılı olduğunu ve saman ithal edilmesinin söz konusu olduğunu anımsatarak saman ithalinin bir ülke için utanç verici bir durum olduğunu söyledi. Bu durumun AK Parti iktidarının yanlış tarım politikaları nedeniyle ortaya çıktığını öne süren Yeter, üreticilerin 25 milyon dekar tarım alanını işlemekten para kazanamadığı için vazgeçtiğini dile getirdi. Yeter sözlerini şöyle sürdürdü: “Üreticinin köyde hayvanı kalmadı, samanı ne yapayım dedi. Unumu, bulgurumu gider satın alırım dedi. Samanı da unu da bulguru da bulamaz oldu. Yani buğday üretimimiz de tüketimimiz de yetmeyecek bizim.”

NARENCİYEYE İHRACAT DESTEĞİ VERİLMEDİ
Bu yılın tüketici açından sıkıntılı olabileceğini yineleyen Yeter, narenciyede yaşanacak verim kaybının bilinmesine karşın Ticaret ve Sanayi Bakanlığı’nın ihracat için gerekli desteği henüz vermediğinin altını çizdi. Yeter, sanayicilerin tarım ürünlerinin ihracatına verilecek bu tür desteklere karşı çıktığını belirten Yeter, “Japonya’dan getirilen bir otomobil markasının burada monte edilip satılması ülkenin bir sanayi ve ticaret değeri sayılıyor. Bu ülkenin topraklarında üretilen narenciyenin ihracatı ise ticaret değeri olarak sayılmak istenmiyor. Bu haksızlık” dedi.

KOOPERATİFLEŞME OLMAZSA OLMAZ
Ülkenin ürün desteği modeliyle bölgelere ayrıldığını ancak altyapı çalışmalarının eksik olması nedeniyle işler durumda olmadığını savunan Yeter, planlamanın bu nedenle yapılamadığını kaydetti. Kooperatifleşmenin üreticiler için olmazsa olmaz bir şey olduğunun altını çizen Yeter, çok büyük sermayelerin tarım sektörüne girmesi nedeniyle kırsal kesimde yaşayan insanların para kazanamaz duruma geldiğini vurguladı. Kredilerin bile artık büyük işletmelere verildiğine dikkati çeken Yeter, kırsalda yaşayan insanların hayvansal ve bitkisel üretimlerinin devam ettirilebilmesinin sürdürülebilirlik açısından çok önemli olduğunu kaydetti. Yeter, “Çünkü sermaye başka bir alanı karlı gördüğü an o alandan çıkar orada telafisi mümkün olmayan sorunlar yaşanabilir. Entegre tarım mantığıyla düşünülüyor ama son derece yanlış bir teşvik yöntemi. Köyde yaşayan her insanın evinde hayvan olmasını sağlayacak bir mekanizma oluşmalı ve o insanlar desteklenmeli” diye konuştu.

ANIZ YAKMAK, TOPRAĞIN VERİMİNİ DÜŞÜRÜYOR
Adana’yı duman altında bırakan anız yangınlarına da değinen Şahin Yeter, hasattan sonra toprağın üstünde kalan mısır saplarından saman yapılabildiğini ancak toprağın işlenmesinin zor olması nedeniyle çiftçilerin bunu yakmayı tercih ettiğini ifade etti. Anız yakmanın topraktaki bitkisel üretim için yararlı organizmaların yok edilmesi, bunun da toprağın veriminin düşmesi anlamına geldiğini anlatan Yeter, anız yakmanın çevreye de çok büyük zarar verdiğinin altını çizdi. Yeter sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ovada yanan anız miktarı bir termik santralin bacasından çıkan atığa eşdeğerdir. Karbon salınımı sera etkisi yaratarak ozon tabakasının delinmesinde olumsuz bir etki yapar. O yüzden anız yakmanın hiçbir faydası yok. Yapılan yanlış hem çevrenin kirlenmesi hem de toprağın verimliliğini olumsuz yönde etkiler.”

ORGANİK TARIM
ZMO Başkanı Yeter, son yıllarda ön plana çıkan organik tarımın Çukurova’da geniş alanda yapılmasının nem ve sıcaklık değerlerinin yüksek olması nedeniyle pek mümkün olmadığını söyledi. Nem ve sıcaklığın hastalık ve zararlıların hızlı artışına neden olduğunu ifade eden Yeter, organik tarımın nispi nemin düşük olduğu yüksek yerlerde yapılması gereken bir üretim şekli olduğunu sözlerine ekledi.


Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

YAZARLAR

24.9° / 15.2°