Yılmaz: Adana 7 Haziran’da Hesap Kesecek
Manşet Haber 28.04.2015 11:59:37 0

Yılmaz: Adana 7 Haziran’da Hesap Kesecek

Yılmaz: Adana 7 Haziran’da Hesap Kesecek

yuregir otogar ziyareti (1)MHP Adana Milletvekili ve 3’üncü Sıra Adayı Seyfettin Yılmaz, son 6 ayda dolar kuru artışından dolayı devletin zararının 150 milyar liraya ulaştığını vurguladı.

Seyfettin Yılmaz, MHP Yüreğir İlçe Başkanı Yıldıray Şener, İlçe Kadın Kolları Başkanı Nilgün Gündoğdu ve Ülkü Ocakları Başkanı Çağatay Ocak ve partililerle Yüreğir’de esnaf ziyaretleri yaptı. Seyfettin Yılmaz, Yüreğir Otogarı, Yüreğir Sebze Hali’nde işyerlerini gezip, buradaki esnaf ve çalışanlarla tokalaştı, 7 Haziran seçimlerinde MHP’ye destek istedi. PTT Evleri, Levent ve Ulubatlı Hasan mahallelerinde de ziyaretlerde bulunan Yılmaz’ın gündeminde devletin ihtiyaç sahibi vatandaşlara dağıttığı sosyal yardımlar ve AKP hükümetinin seçim öncesi bu yardımlar üzerinden oy avcılığına çıkması vardı.yuregir sebze hali (1)
Türkiye genelinde 17 milyon yoksul vatandaş bulunduğunu, bu insanlara verilen sosyal yardımların yıllık maliyetinin toplam 9 milyar lira olduğunu dile getiren Yılmaz, AKP iktidarının bu yardımları alan vatandaşları tehdit ettiğini belirtti. “Adamın eğer evine götürecek ekmeği yoksa, çocuğuna verecek harçlığı yoksa, evinde elektriği kesikte, tenceresi kaynamıyorsa, oğlunu, kızını evlendirmekte zorlanıyorsa, sıkıntı içindeyse, bu insana ne söylerseniz söyleyin, önce kendi derdi gelir. Çünkü adam canının derdine düşmüş. Türkiye’de bu şekilde 17 milyon insan var. Kimine evde bakım parası, kimine engelli maaşı, kimine dul, yetim maaşı, kimine makarna, nohut, kömür, şu, bu veriliyor. Şimdi çıkmışlar, sokak sokak dolaşıp, ‘Aman ha bak biz gidersek bu yardımlar kesilir’ diyorlar. Sanki bunları cebinden veriyorlar. Bu para Avrupa Birliği müktesebatı gereğince verilmesi zorunlu olan paradır. Bu millet sizin hesabınızı kesecek. Siz gittiğinizde de bu para kesilmez, aynen devam eder” dedi.yuregir sebze hali (2)

KAÇAK SARAY’A 7 MİLYAR
Yılmaz, AKP iktidarının Türkiye’nin kaynaklarını har vurup harman savurduğunu, hesapsızca yapılan özelleştirmelerden elde edilen 60 milyar dolar paranın nereye gittiğinin dahi belli olmadığını anlattı. Adana’nın devlet yatırımlarından hakettiği payı alamadığını da vurgulayan Yılmaz, eleştirilerini şöyle sürdürdü:
“Devlet Planlama Teşkilatı verilerine göre 2013 yılında Adana’ya yapılan toplam yatırım 187 milyon lira. Kaçak Saray’a harcanan para ise 7 milyar lira. 7 milyar lira 187 milyon liranın kaç katı? 37-38 katı para, saraya gömülüyor. Peki buna ihtiyaç var mı? Yaptınız, bu kadar lükse, şatafata gittiniz. Çankaya Köşkü, 11 tane Cumhurbaşkanını ağırlamış. Ankara’nın en güzel yerinde, bütün hizmetleri yapmaya müsait bir alan. Çankaya dururken, siz tutuyorsunuz, bu ülkenin 840 milyar dolar borcu varken, bütçe açığınız 40-45 milyar liraya çıkmışken, emekli, işçi, memur, esnaf kan ağlarken, 7 milyarı oraya harcıyorsunuz, lüksün merkezi haline getiriyorsunuz. Bir kadehe bin dolar para verilir mi Allah aşkına? Kaçak Saray’ın bir aylık su, elektrik doğalgaz faturası ne kadar biliyor musunuz? 123 milyon lira… Resmi, faturalı bu rakamlar. Bunları söyledim, bir tanesine cevap veremediler.”seyfettin_yilmazsalbas_ziyaret

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°