Yılmaz Güney 30 Yılında Anılıyor
Manşet Haber 7.09.2015 09:50:24 0

Yılmaz Güney 30 Yılında Anılıyor

Yılmaz Güney 30 Yılında Anılıyor

Ölümünden tam 30 yıl sonra ilk kez geçen yıl Yılmaz Güney için anma etkinliği düzenleyen Çukurova Belediyesi bu yıl oldukça zengin bir anma programı hayata geçirecek. 9 Eylül Çarşamba akşamı yapılacak etkinlikte, Güney’in sinemacı kimliğinin yanı sıra yazarlığı ve insani yönleri de anlatılacak. Törene sinemacılar ve edebiyatçılar da katılacak.

Adana’nın yetiştirdiği ünlü sinema adamı Yılmaz Güney ölümünün 31’inci yılında yine Çukurova Belediyesi tarafından gerçekleştirilecek özel bir gecede anılacak. ‘Çirkin Kral’ için geçen yıl olduğu gibi bu yıl da ölüm yıldönümü olan 9 Eylül akşamı bir Anma Etkinliği gerçekleştirilecek. Etkinlik için 9 Eylül Çarşamba akşamı Kenan Evren Bulvarı üzerindeki kapalı semt pazarı önünde saat 18.00’de buluşulacak ve halk, meşalelerle Doğal Park’a kadar yürüyüş yapacak. Gece Güney’in hayatını özetleyen bir fragman ve jeneriğin gösterimiyle başlayacak.

Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin’in açılış konuşmasıyla devam edecek olan Yılmaz Güney’i Anma Gecesi’nde geçen yıldan farklı olarak Çirkin Kral’ın yazarlığı da ele alınacak. Bu bölümde Adanalı öykücüler Özcan Karabulut ile Zafer Doruk ve Mustafa Emre konuşacak; dizi ve sinema oyuncusu Caner Cindoruk usta sinemacının bir eserini canlandıracak. Yine Adanalı olan Salih Bolat’ın şiirleriyle renk katacağı gecede ‘Yılmaz Güney Sineması-Sinemanın Yılmaz Güney’i’ paneli de gerçekleştirilecek.

YILMAZ GÜNEY’E LAYIK BİR GECE OLACAK

Yılmaz Güney’in kız kardeşi Güzide Pütün’ün ağabeyini anlatacağı gecede Aytaç Arman, Menderes Samancılar, Arif Keskiner ve Levent Özdilek gibi tamamı Adanalı olan sanatçılar Yılmaz Güney’in sinemacı kişiliği ve hatıralarını paylaşacaklar. Yılmaz Güney gibi usta bir sinemacı ve cesur bir aydına yakışan güzellikte bir gece hazırladıklarını belirten Çukurova Belediye Başkanı Soner çetin, “Fikirleri, ustalığı ve yürekli çıkışlarıyla yüreklerimizde taht kuran bir ustayı anmak ve onu yaşatmak için bir araya geliyoruz. Herkesi 9 Eylül akşamında buluşmaya davet ediyorum” dedi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°