Yol kenarlarına gürültü bariyeri
Manşet Haber 30.08.2012 22:04:17 0

Yol kenarlarına gürültü bariyeri

Yol kenarlarına gürültü bariyeri

Adana’nın Mersin ve Osmaniye girişleri istikametindeki otoban girişlerinin ücretsiz olarak şehir merkezine ulaşmasına yönelik yolların açılmasından sonra kent trafiğinin artması beraberinde gürültü kirliliğini getirdi. Yol kenarındaki konutların gürültü kirliliğinden korunması için yol kenarlarına ses önleyici gürültü bariyerlerinin kurulması için İl Genel Meclisi harekete geçti.

MHP’LİLER ÖNERDİ

İl Genel Meclisi’nin MHP’li üyeleri, yurt dışına yaptıkları seyahatler sırasında gördükleri ses emici özelliğe sahip olan gürültü bariyerlerinin kurulması için bir teklif hazırlayarak meclise sundular. Konu hakkında bilgi aldığımız MHP’li meclis üyeleri, kent merkezinde kalan otobanların Adana Büyükşehir Belediyesi’ne devir edilmesi nedeniyle bu yollardan kimin sorunlu olduğunu araştırdıklarını, Büyükşehir Belediyesi’nin ise resmi olarak bu soruya yanıt veremediklerini belirttiler.

OTURUMLARIN ÖNCELİĞİ OLACAK

Eylül ayındaki oturumlarda komisyonlarda konunun görüşülerek komisyon raporu doğrultusunda öncelikle otobanın kimin sorumluluğunda olduğunun tespit edilip arkasında da maliyet hesaplarının çıkarılarak 2013 yılı yatırımlarına bütçe ayrılabilmesi için gürültü bariyerlerinin oluşturulmasının planlamasının yapılacağı öğrenildi. Meclis üyeleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bu anlamda da Türkiye genelinde çalışmalarının olduğuna dikkat çektiler.

ÇÖZÜMÜ BULDULAR

Ses kirliliğini önlemek için harekete geçen Adana İl Genel Meclis Üyeleri, otomobil, uçak ve trenden kaynaklanan gürültüleri emici nitelikteki bu bariyerlerin çözüm olduğunu belirten İl Genel Meclis Üyeleri, Türkiye genelinde çıkarılan gürültü kirliliği haritasını bakılacak olunur ise Adana’daki otobanın gürültü kirliliğinin de önemli derecede olduğunun görüleceğini söylediler.

PERSONEL EĞİTİMİ ŞART

Avrupa Birliği ülkelerinde yıllar önce hayata geçirilen bu uygulamanın yanı sıra klakson sesini önlemek amacıyla daha fazla sayıda parkların yapılması ve yol kenarlarına ağaç dikilmesi gerektiğini vurgulayan önerge sahipleri, ses gürültüsünün önlenmelerine yönelik personellerin de yetiştirilmesi gerektiğine işaret ettiler.

BAKANLIK NE YAPIYOR?

Nüfusu 250 binden fazla olan yerleşim alanları için en geç 2013'e kadar, nüfusu 100 ile 250 bin arasında olan yerleşim alanları için en geç 2018'e kadar gürültü haritalarının hazırlanması gerekiyor. Harita sonuçlarına bağlı olarak en geç 2014 ve 2019'a kadar gerekli tedbirlerin alınmasına yönelik eylem planları hazırlanacak.

 

İNSAN SAĞLIĞINI BOZUYOR

Gürültünün insan sağlığını olumsuz yönde etkileyerek, geçici veya sürekli işitme bozuklukları, kan basıncının artması, dolaşım bozuklukları, solunumda hızlanma, kalp atışlarında yavaşlama, davranış bozuklukları, aşırı sinirlilik ve stres, iş veriminin düşmesi, konsantrasyon bozukluğu gibi tesirlere sebep olduğunu ifade eden bakanlık yetkilileri, gürültünün kontrol altına alınmasına yönelik olarak ilk teknik düzenlemenin, 1986'da yürürlüğe giren Gürültü Kontrol Yönetmeliği ile getirildiğine dikkat çekiyor.

 

GÜRÜLTÜYE  ÖNLEMLER


Yönetmelik, eğlence yerleri ve diğer yapıların iç mekânlarına gürültü sınırlaması getiriyor. Yönetmelik ile karayolu, demiryolu, suyolu, havaalanı, sanayi tesisleri, şantiye faaliyetleri, eğlence yerleri, işyerleri, imalathaneler, gürültüye hassas yapıların bulunduğu alanlarda açık havada yapılan faaliyetlerden kaynaklanan gürültü için kriterler getirildi.(GÜNAYDIN ADANA GAZETESİ)

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°