“İktidar” üzerine kurulu senaryolar, anketler, gelecek günler için hiç de hoş değil!
AKP kurucularından/ yeni CHP’li Abdüllatif Şener, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, “corona virüs dünya ekonomisini çökertecek, iktidarları düşürecek” dediğinde daha ülkemizde “pozitif” taşıyıcı yoktu!
Ülkemizde yaşanan ekonomik zorluklar, dış politika, yurttaşa taşıtılan yükler, genç işsizlik nedeniyle yapılan kamuoyu yoklamalarında “hükümete” güvenin her geçen gün azaldığı belirtiliyor!
Dünyayı etkileyen salgın hastalıkla birlikte “içteki” sorunların büyümesi, “hükümetin” varlık/ yokluk olgusuyla karşı-karşıya kalacağını gösteriyor…
Yerel seçim sonuçları, “muhalefetin” olumlu duruşundan çok “yaşananların” bedeliydi…
Ya sonra…
***
Gelişmiş demokrasilerde, ya da “demokrasiyi” amaç sayan yapılanmalarda;
“Liderin” arkasında ki, ya da “liderden sonra gelecek isim” önemlidir!
“Lider”, her hangi bir “iç-pazarlık” peşine düşmeden, “art-niyet” taşımadan “gelecek isim” konusunda destek olur.
Şu an bile, “iktidar” olmayı bir yana bırakalım, CHP parti içerisinde “demokrasi” inancını gösterdiği söylenemez!
Yalnız “lider” ölçeğinde değil; insan, emek, düşünce, haklar, özgürlükler, yaşama hakkı konularında “öğreti” olarak nerede olması konusunda ne denli tutarlı ki?
Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun, kendinden sonra partiyi sırtlayacak ya da sırtlamak isteyen “kimi” destekleyeceği belirsiz olmakla birlikte, ortaya çıkan isimleri nasıl “asimile” etmeye çalıştığı da ortada…
“İktidar”, varlık/ yokluk sorunuyla karşı- karşıya olmuş olsa da, seçmen; kime, neden sorularına nasıl yanıt vermeli?
***
Geçtiğimiz yıl yaşanan Yerel Seçimin önemi; aradan bir yıl geçmesine karşın kanıksanamadığı, acılı yaşanmışlıkları iyileştiremediği herkesin gözleri önünde…
Gelecek Genel Seçim için “ön-hazırlık” anlamı da taşıyan yerel seçim sonuçları, ne yazık ki bir önceki dönem yapılan yanlışların, bir önceki dönem “canı acıtan” tutumların, bir önceki dönem “kızılan” olayların, rantın, harcamanın yinelenmesi biçiminde sürüyor…
Geçmiş dönem iş yapanlar, işe girenler, söz söyleyenler, etkili olanlar; “her ne denli” yönetim değişse de değişmiyor, yerlerini koruyor!
Yılardır yoklukla sınananlar, kapılardan uzaklaştırılanlar, bir ev içerisinde çalışanı olmayanlar, tencere kaynatamayanlar, gülmeyi unutanlar…
“Umut” saydıklarının aldığı kararlardan hoşnut değil!
“İktidarın”, varlık/ yokluk sorunuyla yüz-yüze gelmesinden ne sonuç çıkmalı ki?
***
“İktidarın”, ülkeyi sürüklediği “yangını” burada sıkça ele aldım…
Ancak “muhalefetin”, eline geçecek ilk fırsatta “iktidar” gibi davranma konusunda “ipuçları” vermekte olduğunu da unutmamak gerektiği kanısındayım!
“İktidar” gibi davranacakları konusunda öyle çok veri var ki;
Yetkiyi “tek elde” tutma,
Özgürlükleri kısıtlama,
Yeni “yandaş rantçılar” oluşturma,
Parti örgütünün üstünde olma…
Kanımca “en önemlisi” de, partiliyi/ seçmeni “hep” saf dışında tutma…
Anketler “iktidara” güvenin azaldığını göstermiş olsa da, “muhalefet” açısından “olumlu” sonuç vermesini gerektirecek “neden” CHP’yi düşündürmeli…
**
Yerel seçim başarısının ardından geçen bir yıl içerisinde yaşananlar öyle “kırgınlıklar” yaşattı ki bana…
CHP “iktidar” olmak, seçmeninin yükünü hafifletmek, ülkede “demokrasiyi” yaygınlaştırmak, ülkenin tüm kurumlarını öğretiye uygun biçimde işlemek gibi bir “çabasının” olmadığını düşünüyorum!
Seçim öncesinde yollara koyulanlar, kazanmak için yaşamlarını “hiçe” sayanlar, örgütlerde kaynama varmış, küskünler; kimsenin, özellikle de koltuktakilerin umurunda değil!
Oluşturdukları “dar çemberin” içerisinde bulunan üç kişi, beş kişi, onbeş kişinin “kaç iş” yaptığı, “kaç kazanç” elde ettiği belirsiz…
Buradan, “AKP iktidarı eriyor, muhalefet kazanacak” düşüncesini çıkaranlara “söylenecek” söz olmamalı!
Yönetilenin, yöneteni seçememesinin sonucu bu…
