YÖRESEL LEZZETLER GELECEĞE TAŞINIYOR
EKONOMİ 28.02.2018 05:42:02 0

YÖRESEL LEZZETLER GELECEĞE TAŞINIYOR

YÖRESEL LEZZETLER GELECEĞE TAŞINIYOR

Hilton İstanbul Bosphorus’un en gözde mekanlarından biri olan Lalezar Meyhanesi, “Yerel Mutfak Global Lezzet” kapsamında 8-9-10 Mart tarihlerinde Adana’nın,patlıcan güveç, kuzu şiş kebap, kuru patlıcan dolması gibi en beğenilen yemeklerinive mezelerini özel bir menü ile misafirlerine sunacak
8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla menüdeki tüm yemekler, Adana Salmanbeyli Köyü’nün marifetli kadınlarının ellerinden çıkacak
Yenilenen konseptiyle misafirlerini ağırlamaya başlayan Hilton İstanbul Bosphorus içerisinde yer alan Lalezar Meyhanesi,Mart ayı itibariyle “Yerel Mutfak Global Lezzet” konseptine başlıyor. Adana’nın yöresel yemeklerinin tanıtılacağı ilk etkinlikte 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Lalezar Meyhanesi’nin mutfağı,kadınların ekonomik yönden kalkınması, ayrıca unutulmaya yüz tutmuş kültürel değerlerin yaşatılması amacıyla kurulan ve markalaşmayı hedefleyen Kınalı Eller Salmanbeyli Kadın Kalkınma Kooperatifi’nden dört kadın temsilciye emanet edilecek.
Pişirme, hijyen ve sunum teknikleri konusunda 2 yıl eğitim alanSalmanbeyli Köyü’ndeki 30 kadının içinde bulunduğu oluşum ilk defa Hilton İstanbul Bosphorus’ta tanıtılacak. Lalezar Meyhanesi’nin orijinal menüsüne ilaveten 8-9-10 Mart tarihlerinde misafirlere sunulacak “Adana Yöresel Lezzetler” menüsüpatlıcan güveç, kuzu şiş kebap, nohutlu patlıcan dolması, bartavit, paşa öfelemeci, teretür, muhammara gibi yemek ve mezeler ile karakuş ve taş kadayıf tatlılarından oluşan özel bir seçkiyi meraklıları ile buluşturacak. Hepsi birbirinden lezzetli Adana’nın köklü yemeklerinden oluşan menünün set fiyatı alkolsüz 100 TL,sınırsız yerli içkili ise 160 TL olacak.
Kaybolmaya yüz tutmuş lezzetleri geleceğe taşımak misyonuyla hayata geçirilen “Yerel Mutfak Global Lezzet” Lalezar Meyhanesi’nde belirli aralıkla devam edecek.




YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°