Yüksek Seçim Kuruluna Sorduk…

Yüksek Seçim Kuruluna Sorduk…

Evlet, seçme hakkının önündeki engelleri kaldırmadığı için genel seçimlerde yüzlerce hatta binlerce kadın  oy kullanamayacak!

1. Sığınaklarda/Kadın Konukevlerinde kalan kadınların oy kullanma hakkını güvence altına almak için ne tür önlemler alınmıştır?

“Bir çalışmamız YOK” dediler.

Yüzlerce kadın seçme hakkını kullanamayacak!

Oysa TBMM’de bir soru önergesine verilen yanıtta 2013 yılında yaklaşık 1600 kadının sığınaklarda kaldığı belirtilmiştir. Bu sayının 2015 yılında daha fazla olduğunu tahmin etmek zor değil. Devlet sığınakta kalan kadınları yurttaş olmaktan çıkarmak değil, güvenliklerini garanti altına alarak oy kullanma haklarını sağlamak zorundadır.

2. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesindeki bakım kurumlarında bulunan seçmenlerin oy kullanma hakkını güvence altına almak için ne tür önlemler alınmıştır?

“Bakım kurumlarında bulunanlar bulundukları bakım kurumlarında kurulacak sandıklarda oy kullanabilmektedirler” dediler.

Oysa Devlet ve özel bakım kurumlarında oy kullananların oylarını bağımsız iradeleriyle verebilmelerine, verdikleri oyların gizliliğinin nasıl sağlanacağına, kurum yöneticilerinin seçmenlerin tercihlerini belirleyecek uygulamalardan uzak durmalarına, bu sandıklardan çıkan sonuçların kurumlarda yaşamlarını sürdüren insanlar için olumsuz sonuçlar yaratmasının önüne nasıl geçileceğine ilişkin bir bilgi alamadık.

3. Aşağıdaki grupların oy kullanma hakkının tam olarak güvence altına alınmasını sağlamak için sandık yerlerine erişim, oy kullanma yerlerinin belirlenmesi ve düzenlenmesi, bağımsız ve gizli oy hakkının güvencesi bakımından ne tür önlemler alınmıştır?

-          Ortopedik engelliler

-          Görme engelliler

-          Kronik hastalığı olup evde tedavi gören kadın ve erkekler

-          Hastanelerde tedavi gören hastalar ve yakınları/refakatçiler (kadınlar ve erkekler bakımından)

-          Okumaz-yazmaz kadınlar

-          Yaşlı kadın ve erkekler

“Web sitemize bakın” dediler.

Baktık! Bir dizi genelge[1] bulduk. Biz uygulama sorduk, onlar mevzuata yönlendirdi.  Ancak mevzuatın nasıl uygulanacağına, uygulamanın nasıl denetleneceğine, seçmenlerin genelgede yer alan yasaklanmış müdahalelerle karşılaştığında nereye şikâyet edeceğine ilişkin bir yanıt bulamadık.

4. Seçmenlere yönelik eğitim programları var mıdır? Varsa, bu eğitimlere ayrılan bütçe ne kadardır?

“Web sitemize bakın” dediler.

Baktık! Okuma yazmazlar, anadili Türkçe olmayanlar, görme engelliler, mevsimlik tarım işçileri ve aileleri için ne yapıldığını bulamadık. Ayrıca bütçeyi de göremedik. Nasıl oy vereceklerini, haklarının ne olduğunu, genelgelerde yazan kurallar hakkında ne kadar bilgilendirildiklerini hiç öğrenemedik.

Oysa TÜİK’in 2012 verilerine göre Türkiye’de 2012 yılında okuma yazma bilmeyen 15 yaş üstü kadın oranı %8.3’tür. Bu oranın büyük bir bölümünün oy verme yaşının üstünde olduğu açıktır.

5. Seçmenlere yönelik bilgi materyallerinin herkes için erişebilirliğinin sağlanması konusunda hangi önlemler alınmıştır?

“Web sitemize bakın” dediler.

Baktık! Web sitesi görme ve işitme engelliler için uyarlanmış. Çok sevindik, internet kullanabilen engelli seçmenler adına. Sonra içimize dert oldu, internete ve internet erişimine sahip olmayan engelliler için bir tedbir geliştirilmemiş olmasına. Üzüldük, “Internetin yoksa sen de unut, ben de unuttum” politikasına…

6. Seçmen bilgilendirme kampanyaları var mıdır? Varsa, bu kampanya için ayrılan bütçe ne kadardır?

“Web sitemize bakın” dediler.

Baktık! Ama bütçeyi bulamadık.

7. Son genel/yerel seçimlerden bu yana seçmen kütük kayıtlarındaki artış oranı (cinsiyet, engellik durumu ve okumaz yazmazlar bakımından) nedir?

“Web sitemize bakın” dediler.

Baktık! Ama ayrıştırılmış veri bulamadık.

8. Oy verme işleminin ardından, oy kullananlara yönelik istatistik üretilirken cinsiyet ve engellilik durumlarının da göz önünde bulundurulmasına dair hangi tedbirler alınmıştır?

“Web sitemize bakın” dediler.

Baktık! Ama bulamadık. Kadın adayları tespit edebilmek için tek tek saymak zorunda kaldık. Engelli adayları hiç bulamadık.

Aramaya Devam Ediyoruz; Sormaya Da !

Kadın Koalisyonu

7.5.2015

adanaulus

8.05.2015 10:33:31

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI