Yumurtalık yolu içler acısı
Manşet Haber 17.04.2013 01:03:49 0

Yumurtalık yolu içler acısı

Yumurtalık yolu içler acısı

Adana'dan Yumurtalık ilçesine gitmek üzere dağ yamaçları aşılarak yapılan yeni karayolunu kullananlar oldukça dertli. Adana Devlet Hastanesi'nin karşısından Cumhuriyet ve Anadolu Mahalleleri'ni takiben Ali Hocalı, Herekli, Akpınar istikametinden Yumurtalık'ın bazı köylerine ve tatil sitelerine gidenler yolun içler acısı durumundan dert yanıyor. Yeni yol olmasına rağmen yol boyunca oluşan çukurlar, yol ortalarında meydana gelen asfalt kırılmaları şoförlere zor anlar yaşatıyor.

yumurtalik_yolYumurtalık İlçe Belediyesi'nin her yıl tatil için çağrı yaptığı Yumurtalık'ın güzel bir ilçe olmasına rağmen yollardaki sorun ve gösterge levhalarının yetersizliği nedeniyle ilçeye gitmekte zorlandıklarını kaydeden vatandaşlar, yetkililerin konuyla ilgilenmesini bekliyor.

Cumhuriyet Mahallesi çıkışında Adana Büyükşehir Belediyesi'nin birkaç kilometrede yaptığı asfalt ve kanal üzerine yaptığı köprü için teşekkür eden Adanalılar, Yumurtalık Belediyesi'nin her yaz sezonu öncesi yaptığı çağrılara atıfta bulunarak, 'Belediye yetkilileri ve Başkan Turgut Erişmen'den bu konuyla acil olarak ilgilenmelerini bekliyoruz. Türkiye'nin farklı illerinden ve yurtdışından gelen misafirlerimizi Yumurtalık'ta ağırlamak istiyoruz ancak çoğu zaman yolların bozuk olması nedeniyle tatil için başka yerleri tercih etmek zorunda kalıyoruz. Bu yol kimin sorumluluğu altındaysa bir an önce çözüm bekliyoruz' dediler.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°