Yüreğir’de güreş festivali
Manşet Haber 15.10.2012 13:43:09 0

Yüreğir’de güreş festivali

Yüreğir’de güreş festivali

Adana(Ulus)--Yüreğir Belediyesinin 2. Geleneksel Karakucak Güreşleri Festivali coşkulu geçti. İsmet Atlı Güreş Eğitim Tesislerinde yapılan güreşlere birçok ünlü güreşçinin yanı sıra güreş camiasının önde gelen isimleri de ilgi gösterdi.
Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu Hamza Yerlikaya, Kırkpınar Başpehlivanı Recep Kılıç, Milli Takım Baş Antrenörlerinden Ömer Süzen, Avrupa Şampiyonu Mehmet Esendeli, Olimpiyat üçüncüsü Ayhan Taşkın gibi ünlü güreşçiler misafir ve izleyici olarak katıldılar. Karakucak Güreşleri Festivaline başta Adana Valisi Hüseyin Avni Coş olmak üzere Ak Parti Adana Milletvekilleri Ali Küçükaydın, Fatoş Gürkan Zopçuk, Şükrü Erdinç, Ak Parti Osmaniye Milletvekili Durdu Mehmet Kastal, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Fethi Coşkuntuncel, Sarıçam Belediye Başkanı Ahmet Zenbilci, Ak Parti Adana İl Başkanı Ziyaeddin Yağcı, bürokratlar, belediye meclis üyeleri, muhtarlar ve vatandaşlar katıldı.
233 sporcunun katıldığı güreşlerde Başpehlivanlık için Fatih Kambur ve Mustafa Özdemir karşı karşıya geldi. İpi göğüsleyen ise Fatih Kambur oldu.
Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan,Türk Spor geleneğinde zengin bir yere sahip olan güreş sporunun insanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahip olduğunu belirterek ‘’Sadece resmi müsabakalarda değil halkın da sporu olduğunu ortaya koymak için de karakucak güreşleri festivali düzenleyerek ve seyir zevki yüksek maçlar çıkartarak güreşe tekrar canlılık kazandırmak istiyoruz. Bütün amacımız Ata sporumuz olan Güreş’in Adana’da daha iyi noktalara gelmesidir. Bunun için elimizden gelen bütün gayreti gösteriyoruz’’dedi.
Vali Hüseyin Avni Coş ise yaptığı konuşmada Ata sporumuza sahip çıkan ve sporcularımızı yetiştiren hocalara da teşekkür etti. Seyircilere de teşekkür eden Coş ‘Marifet İltifata tabidir. İltifatsız meta zayidir.’ Atasözünde olduğu gibi siz değerli seyirciler olmasa güreşin önemi azalır. Katılarak destek verdiğiniz için sizlere teşekkür ediyorum. El birliği yaparak atasporumuz güreşi destekleyeceğiz. Bu turnuvayı bu anlamda önemli buluyorum ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.’’dedi.
ÇEKİŞMELİ VE ZEVKLİ GEÇTİ

233 sporcunu katıldığı Karakucak Güreşlerinde Başpehlivanlığı Mustafa Özdemir’i yenen Fatih Kambur kazandı. Diğer kilolarda ise ilk üç şöyle oldu. 30 Kg; Yasin Gürcü, Mustafa Güceler, İsa Cengiz. 35 kg; Hamza Alaca, Şeref Can Emre Bozkır. 40 Kg; Zeynel Zeytun, Hüseyin Tekerlek, Mehmet Turaç. 45 kg; Ahmet Uyar, Emrah Gül, Mert Can Çolak. 50 kg; M.Ali Kırmızı, Oktay Akgün, Emre Çakıç. 55 kg; Ali Yenigün, Hamza Ölmez, Burak Sevgili. 60 kg; Ziya Daylak, Nebi Uzun, Gökhan Yıldız. 66 kg; Yusuf Dönekli, A.Kerim Ugurcan, Burhan Ercan. 74 kg; Fatih Karataş, Aziz Polat, Mustafa Kuyucu. 85 Kg; Ömer Çubukçu, Batuhan Demirci, Mesut Kral. Başpehlivanlık; Fatih Kambur, Mustafa Özdemir, Bekir Demirtaş dereceye giren sporcular oldular.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°