YURT DIŞINA İHRAÇ EDİYORUZ, BİZ KULLANMIYORUZ
Manşet Haber 17.05.2022 23:42:41 0

YURT DIŞINA İHRAÇ EDİYORUZ, BİZ KULLANMIYORUZ

YURT DIŞINA İHRAÇ EDİYORUZ, BİZ KULLANMIYORUZ






CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, Avrupa’da, pandemiyle mücadele kapsamında Covid 19 virüsünün yayılmasını önlemek için kısa sürede sonuçlanan ucuz, tek kullanımlık antijen testlerine eczanelerden kolaylıkla ulaşılabildiğini belirtti. Türkiye’de koronavirüs testinin sadece Sağlık Bakanlığı denetiminde olan kurumlarda yapıldığını kaydeden Bulut, test kitleri bulundurma ve kullanma yetkisinin yalnızca bakanlık bünyesindeki sağlık kuruluşlarında olduğunu hatırlattı.





Ülkemizde, gelişmiş ülkelerin aksine vatandaşların hızlı antijen kitlerine eczanelerden ulaşamadığını kaydeden Bulut, “COVID-19 pozitif vakalarında izolasyon süresi 7 güne indirildi ve temaslı kişilerde PCR testi zorunluluğu kaldırıldı. PCR testi yalnızca semptom gösteren kişilere uygulanmaya başlandı. Dünya Sağlık Örgütü henüz pandeminin sonlandığına dair hiçbir açıklama yapmadı. İktidar pandemiye yönelik birçok tedbiri kaldırdı ancak rehavet vaka sayılarının yeniden artmasına neden olabilir. Pandemide vaka sayısının arttığı dönemde PCR testlerinin Sağlık Bakanlığı denetimindeki kurumlarda ücretsiz olarak yapılması olumluydu ama salgında yeni bir safhaya geçtik. Toplum sağlığı için antijen kitleri eczanelerde ulaşılabilir olmalı” dedi.





ANTİJEN KİTLERİ ECZANELERDE SATILMALI





Her ortamda kolaylıkla uygulanabilecek hızlı antijen testlerinin eczanelerde ulaşılabilir olmasının bulaş riskinin önüne geçeceğini kaydeden Bulut, antijen testleri pozitif çıkanların, yine PCR testi yaptırarak, virüs bulaşıp bulaşmadığını öğrenebildiğini; 10-15 dakikada sonuç veren hızlı antijen testlerinin, güvenle kapalı alana girmeyi sağlamaya ya da toplu ulaşımı kullanmayı engellediğini ifade etti.





Ancak Sağlık Bakanlığı’nın kişiyi ve toplumu hastalıktan koruyan tek kullanımlık hızlı antijen testini tüm çağrılara rağmen tanı algoritmasına almadığını, klinik kullanıma sokmadığını belirten Bulut, şöyle devam etti:





“Hasta olduğundan şüphelenen vatandaş, eczanelerde satışı yasak olan test kitlerine özellikle internet üzerinden ulaşmaya çalışıyor. Bu testlerin de güvenilir olup olmadığının bilinmiyor. Türkiye'de hızlı tanı kiti testlerine ruhsat verilmediği için eczaneler alamıyor. Bilimsel anlamda birçok ülke geniş çapta test kitleri kullanıyor.  Almanya'da kullanılan, en iyi sonuç veren 5 antijen hızlı tanı kitinden 2'sinin Türkiye'de üretildiği ile övünen iktidar kendi vatandaşı için antijen kitini kullanıma sokmuyor. Kendi ürettiğimiz testleri Avrupa’ya ihraç ediyoruz. Eczanelerde satılacak, kolaylıkla denetlenebilecek, belli standartları sağlayan, Sağlık Bakanlığı tarafından onay almış antijen kiti ülkemizde de klinik kullanıma sokulursa pandemi ile mücadelede artı sağlayacaktır.”



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°