Zabıta Trafikler görev başında
Manşet Haber 4.06.2013 11:34:23 0

Zabıta Trafikler görev başında

Zabıta Trafikler görev başında

zabita_trafikAdana Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı bünyesinde bir süre önce oluşturulan Zabıta Trafik Şube Müdürlüğü, Adanalı’nın hayatını kolaylaştıracak uygulamalar yapıyor.

Adana kent içi trafiğinin düzenli olmasına katkı koyan Zabıta Trafik Şube Müdürlüğü ekipleri özellikle toplu taşıma araçlarının güzergah ve diğer kurallara uyup uymadığını kontrol ediyor, yaya ve engelli geçişlerini engelleyen araçlara ceza uyguluyor.

Zabıta Trafik ayrıca otogarlara giriş çıkışları denetliyor ve kaldırım işgalleri başta olmak üzere Adana’nın günlük hayatını kolaylaştıracak çok sayıda uygulama yapıyor.

Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanı Tarık Öncel, Zabıta Trafik Şube Müdürlüğü’nün 7 ekip halinde yaklaşık 50 personelle günün 24 saati görev yaptığını anlattı.

Adana’daki trafik düzenine katkıda bulunma amacında olduklarını belirten Tarık Öncel, “Zabıta Trafik Şube Müdürlüğümüz yaklaşık bir ay önce kuruldu ve arkadaşlarımız yoğun olarak çalışmalarını sürdürüyor. Kontrollerimiz ve denetimlerimiz titizlikle yapılıyor” dedi.

Tarık Öncel, ayrıca Zabıta Denetim Şube Müdürlüğü ile Zabıta İmar ve İlan Reklam Şube Müdürlüğü birimlerinin de bulunduğunu ve bu birimlerde görevli 200 personel ile Adana’ya için hizmet verildiğini anlattı.

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°